Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     
 


 


Özhan ÖZGÜN


Sosyal Hizmet Uzmanı


ozhanozgunsw@gmail.com
 




ZEKA TESTLERİ NEYİ ÖLÇÜYOR ? *
İbrahim YILDIZ**
 

 


Giriş


Günlük konuşmalarda dolaylı ya da doğrudan “zeka, zeka düzeyi, zeki vb…” terimleri kullanılmakta, insanları tanımlarken zeka düzeyi referans alınmakta, sevdiğimiz, beğendiğimiz kişileri “zeki, akıllı”; sevmediğimiz kişileri ise “aklı başında değil ya da zekası kıt” olarak sınıflandırmaktayız. Bu sınıflandırmayı yaparken neyi ölçüt alıyoruz ? Tüm bu tanımlamalar zekanın değişken olduğunu, sayısallaştırılabileceğini ve yanlışsız ölçülebileceğini varsaymaktadır. Francis Galton’dan Binet, Termana’a kadar zekanın ölçülebilmesini sağlayacak bir çok ölçüt geliştirilmiştir. IQ (Zeka Bölümü) kavramını günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası kılan bu ölçeklerin standardize edilmiş versiyonları günümüzde de yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. Ancak IQ testlerinin zekayı ölçüp ölçmediği hala tartışılmaktadır.
Bu yazı, zeka, IQ kavramı ve zeka testlerinin neyi ölçtüğü üzerine süren tartışmalara küçük de olsa katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Çeşitli Zeka Tanımları

Zeka herkesin ne olduğunu bildiğini sandığı fakat hiç kimsenin tek bir tanım üzerinde anlaşamadığı bir kavramdır. Thorndike zekayı, kişinin ne kadar uyarıcı-tepki bağlantısını kazandığının bir ölçüsü olarak değerlendiriyor. Binet, Thorndike’ın yaptığı tanıma yakın bir tanım yaparak geliştirdiği testlerle zekanın ölçülebileceğini savunmuştur. Piaget zekayı, her türlü karmaşık akıl yürütme sürecinin altında yatan ve doğuştan gelen bilişsel yeti olarak tanımlıyor. Bergson zekayı, alet yaratma gücü Claperde ise uyum yeteneği olarak tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere bir çok bilim adamı, zeka üzerine kendilerine özgü farklı tanımlamalar yapmıştır.

Zeka Kavramının Yaygınlığı

1) Bilimsel Alandaki Yaygınlığı

a) Rehberlik Araştırma Merkezleri(RAM) : İlköğretim kurumlarında öğretmenler, öğrencilerin öğrenme özelliklerinin yetersizliğinden kaynaklanan şüphe durumunda öğrenci Rehberlik Araştırma Merkezine sevk edilir. Rehberlik Araştırma Merkezindeki uzman personel kendi öğrenim yaşamında öğrenmiş olduğu standardize testlere göre çocuğun zekasını sınıflandırır ve gerek gördüğü eğitim kurumuna sevk eder. Bu kurum, zihin engelliler okulu ya da kaynaştırma okulu olabilir.

b) Psikiyatrı Klinikleri : Kliniğe gelen çocuğu değerlendirme biçimi olarak ulanılır. Psikolog ya da kurumdaki uzman personel çocuk; altı yaşın altındaysa gelişimsel, altı yaşın üstündeyse zihinsel açıdan standardize edilmiş testleri çocuğa uygular. Testi uygulayan uzman personelin geçmiş meslek yaşamındaki deneyimleri ve mezun olduğu okul bilgileri uygulayacağı testi şekillendirir.

2) Toplumsal ve Güncel Alandaki Yaygınlığı

Toplumsal yaşamda zeka kavramının kullanımı o kadar yaygınlaşmıştır ki hemen hemen her konuşmada zeka kelimesi geçmektedir. Akademik alandaki en küçük başarıdan, sokaktaki iki insanın hakaretlerine kadar ki yelpazede açık ya da üstü örtülü bir biçimde kullanılmaktadır. Günlük hayatta, sınavdan geçer not alma, daha önceki deneyimlere dayanarak bir işi becerme hatta bir konuya kendi özgün bakış açısını yansıtma bile o kişinin bir anda “zeki, sivri zekalı” olarak tanımlanmasına sebep olmaktadır. Ya da bir konuda uzlaşmaya varamadığımız kişi bir anda “laf anlamaz, kalın kafalı, söz anlamaz” olabilmektedir. Toplumumuzda pek konuşmayan yalnız kalmayı tercih eden kişiler; kimilerine göre “çok derin insan, akıllı ondan susuyor” diye nitelenirken yine aynı kişi kimilerine göre “boş bir insan ya da aptal olduğu için konuşmuyor” diye nitelenmektedir. Yine günlük hayatta sevdiğimiz kişileri “akıllı, çok zeki” olarak nitelerken, sevmediğimiz, anlaşmadığımız kişileri “salak, akılsız” olarak niteleyebiliyoruz.

Kısacası, günlük ve toplumsal yaşamda “zeka” kavramı daha çok kişiye karşı duygusal tutumlarımıza göre şekillenmektedir.

IQ Kavramı ve Evrimi
IQ kavramı “Intelligent Quatient”in baş harflerinden oluşmuş kısaltmadır. Türkçeye “Zeka Bölümü(ZB), Zeka Katsayısı, Zeka Düzeyi” olarak çevrilmiştir.
Zekayı ölçme fikri ilk olarak, her şeyi ölçen ve sınıflandıran adam olarak tanınan Sir Francis Galton tarafından 19. yüz yılın sonlarında atılmıştır. Galton, Platonun öne sürdüğü, toplumun iyileştirilmesi için kalıtımsal yetiştirme yöntemine inanıyor ve doğal yeteneği bir diğer tabirle zekayı ölçeklendirme yollarını arıyordu. Dahiliğin kalıtsa olduğunu kanıtlama isteği ve zeka ile fiziksel özelliklerin arasında ilişki olduğuna inancı çeşitli deneyler ve çalışmalar yapmasına sebep olmuştur. 1869’da yayınladığı “Kalıtsal Deha”( Herediraty Genius) adlı yapıtındaki temel savı; “zihinsel ve fiziksel özelliklerin aynı ölçüde kalıtsal olduğuydu.” Fakat bu savla zihinsel yetenek ya da zekadaki değişkenleri, biyolojik değişkenlere indirgiyordu.

Binet ve Henry Simon (Binet- Simon Ölçeği)

Binet meslektaşı Henry Simon’la beraber öğrenme güçlüğü çeken çocukların tespiti amacıyla ilk “yazılı zeka ölçeği”ni 1905’de yaptı. Bu ölçek otuz ayrı testten oluşuyor, üç ile on bir yaşındaki çocuklar için zorluk dercesine göre düzenlenmişti. Bu testler, resimleri adlandırma, kelimeleri tanımlama, söylenen sayıyı tekrar etme, hafızadan resim çizme sorularını içeriyordu. Testlerin temeli, daha büyük yaştaki çocuklar daha küçük çocukların yapamadığı zihinsel işlevleri yapabilir önermesine dayanıyordu. Böylece her yaş grubuna denk düşen daha parlak ya da daha aza yetenekli çocukları ayırabiliyordu. Testin alandaki kullanımı, bilimsellikten ziyade uygulamaya yönelikti ve güçlü bir zeka kuramına dayanmıyordu

IQ Kavramının Kullanılması; William Stern

1912 yılında Alman psikolog William Stern zihinsel yaş ile kronolojik yaş arasındaki oranı kullanarak, şimdiki Intelligent Quatient (Zeka Bölümü) ya da IQ’yu ileri sürmüştür.
Bu oran;
Zihinsel Yaş
IQ =---------------------------X 100 ‘dür
Kronolojik Yaş

Standford - Binet Testi


1916 yılında Lewis Terman öncülüğünde Standford Üniversitesinde bir grup bilim adamı Simon-Binet ölçeğini biraz daha geliştirmişlerdir. Bellek, mekansal ilişki ve pratik muhakeme gücÜnü ölçmeye yönelik bu test problemin nedeninden çok yaş normları ve yaş grubuna uygunluğu açıklamıştır.
IQ testleri birkaç yıl içinde diğer dillere çevrilmiş ve dünyada başka ülkelere de yayılmıştır.

Sosyal Politika Silahı Olarak IQ Testleri

Ve artık yeni bir çağ başlamıştır. Zeka ölçülmüş ve güçlü, egemen devletlerin elinde bir sosyal politika silahı halini almıştır. Zeka , kalıtım sayesinde aktarılan, toplumsal sınıf ve ırksal kökene dayanan doğuştan gelen ve değişmeyen bir şey olarak düşünülüyordu.

Standford-Binet testlerini ABD’ye getiren Lewis Terman’a göre düşük zeka; “güney batılı İspanyol-Yerli ve Meksikalı aileler ile zenciler arasında çok yaygın ve ortak bir şeydir… Düşük zekanın ırksal olduğu ya da en azından geldikleri aile soyunda doğuştan olduğu görülmektedir… Bu grubun çocukları özel sınıflara ayrılmalıdır” diyebilmiştir.

Bu testleri İngiltere’ye uyarlayan Burt; erkeklerin kadınlardan, Hrıstiyanların Yahudilerden, İngilizlerin İrlandalılardan, üst sınıfların alt sınıflardan daha zeki olduklarına dair alinde çok güçlü kanıtlar olduğunu iddia ediyordu.
Yine Hitler Almanya’sında, Almanların diğer ırklardan üstün ve daha zeki oldukları iddia ediliyordu.

Yakın geçmişe bakacak olursak 60-70’li yıllarda Türkiye’den Almanya’ya göç eden işçilerin çocukları IQ testlerine tabi tutulmuş, testi anlamadıkları, kültürlerine uymadığı için düşük zekalı olara nitelenmiş ve özel eğitim kurumlarında eğitim görmüşlerdi
Bu görüşlere göre, birileri kömür ve su taşımak için; birileri de toplumu yönetmek için doğmuştur. Bu testler, sonuçları tayin eden kültürel ve toplumsal şablonların ezici ağırlığı altındadır. Testler tedavi için değil tecrit için kullanılıyordu.

Zeka Testleri Neyi Ölçüyor ?

İnsan zekası, sadece genler, beyin ya da sosyal çevrede şekillenmemekte, hepsinin bütünsel etkileşiminde ortaya çıkmaktadır. Her şeyden önce “zeka”nın ne olduğu üzerine bir uzlaşıya varılmadan, insanları “dahi, zeki, az zeki, donuk zekalı, moron vb…” olarak kategorize etmek, sosyal çevreyi ve kültürel faktörleri, testin yapıldığı andaki duygusal durumu ve ortamı, sosyo-ekonomik düzeyi, bireysel farklılıkları hesaba katmadan yapılan IQ testleri, zeka düzeyi belirleme testleri neyi ölçebilir ?
IQ kavramının çıkışından bugüne kadar “insan zekası” gibi esnek, geniş, değişebilen karmaşık bir olguyu “ölçmek, sınıflandırmak ve puana indirgemek” ne kadar mümkün ?

Sonuç Yerine

1985 yılında uluslar arası düzeyde tanınmış psikolog Jacques Goodnow bir makalesinde testler hakkında açıklığa ve netliğe varana kadar, IQ testlerinin uygulanmasının ertelenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Goodnow’un yıllar önce yaptığı çağrıyı bir kez daha düşünmenin ve IQ testleri üzerine daha derinlemesine çalışmalar yapmanın tam zamanıdır.


Yararlanılan Kaynaklar :

1) Alan Woods ve Ted Grant,Aklın İsyanı,Tarih Bilinci Yayınları.2004. İstanbul
2) Ken Richardson,The Origins of Human Potential, Routlledge Press,1998,NewYork
3) Ken Richardson,The Making of Intelligence,Columbia University Press,2000,NewYork
4) Ana Britannica,Cilt 4- 9, Ana Yayıncılık, 1987, İstanbul
5) S. Budak,Psikoloji Sözlüğü, Bilim Sanat Yayınları, 2001,Ankara
6) O. A Gürün,Psikoloji Sözlüğü, 2001, İstanbul

* 10. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresinde sunulan aynı isimli “Sözel Bildiri”nin tam metnidir.

** Psikolog

 
 
 



Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

  sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.