Giriş
Günlük konuşmalarda dolaylı ya da doğrudan “zeka, zeka
düzeyi, zeki vb…” terimleri kullanılmakta, insanları
tanımlarken zeka düzeyi referans alınmakta, sevdiğimiz,
beğendiğimiz kişileri “zeki, akıllı”; sevmediğimiz
kişileri ise “aklı başında değil ya da zekası kıt” olarak
sınıflandırmaktayız. Bu sınıflandırmayı yaparken neyi
ölçüt alıyoruz ? Tüm bu tanımlamalar zekanın değişken
olduğunu, sayısallaştırılabileceğini ve yanlışsız
ölçülebileceğini varsaymaktadır. Francis Galton’dan Binet,
Termana’a kadar zekanın ölçülebilmesini sağlayacak bir çok
ölçüt geliştirilmiştir. IQ (Zeka Bölümü) kavramını günlük
yaşantımızın ayrılmaz bir parçası kılan bu ölçeklerin
standardize edilmiş versiyonları günümüzde de yaygın
olarak kullanılmaya devam ediyor. Ancak IQ testlerinin
zekayı ölçüp ölçmediği hala tartışılmaktadır.
Bu yazı, zeka, IQ kavramı ve zeka testlerinin neyi ölçtüğü
üzerine süren tartışmalara küçük de olsa katkı sunmayı
amaçlamaktadır.
Çeşitli Zeka Tanımları
Zeka herkesin ne olduğunu bildiğini sandığı fakat hiç
kimsenin tek bir tanım üzerinde anlaşamadığı bir
kavramdır. Thorndike zekayı, kişinin ne kadar
uyarıcı-tepki bağlantısını kazandığının bir ölçüsü olarak
değerlendiriyor. Binet, Thorndike’ın yaptığı tanıma yakın
bir tanım yaparak geliştirdiği testlerle zekanın
ölçülebileceğini savunmuştur. Piaget zekayı, her türlü
karmaşık akıl yürütme sürecinin altında yatan ve doğuştan
gelen bilişsel yeti olarak tanımlıyor. Bergson zekayı,
alet yaratma gücü Claperde ise uyum yeteneği olarak
tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere bir çok bilim adamı, zeka üzerine
kendilerine özgü farklı tanımlamalar yapmıştır.
Zeka Kavramının Yaygınlığı
1) Bilimsel Alandaki Yaygınlığı
a) Rehberlik Araştırma Merkezleri(RAM) : İlköğretim
kurumlarında öğretmenler, öğrencilerin öğrenme
özelliklerinin yetersizliğinden kaynaklanan şüphe
durumunda öğrenci Rehberlik Araştırma Merkezine sevk
edilir. Rehberlik Araştırma Merkezindeki uzman personel
kendi öğrenim yaşamında öğrenmiş olduğu standardize
testlere göre çocuğun zekasını sınıflandırır ve gerek
gördüğü eğitim kurumuna sevk eder. Bu kurum, zihin
engelliler okulu ya da kaynaştırma okulu olabilir.
b) Psikiyatrı Klinikleri : Kliniğe gelen çocuğu
değerlendirme biçimi olarak ulanılır. Psikolog ya da
kurumdaki uzman personel çocuk; altı yaşın altındaysa
gelişimsel, altı yaşın üstündeyse zihinsel açıdan
standardize edilmiş testleri çocuğa uygular. Testi
uygulayan uzman personelin geçmiş meslek yaşamındaki
deneyimleri ve mezun olduğu okul bilgileri uygulayacağı
testi şekillendirir.
2) Toplumsal ve Güncel Alandaki Yaygınlığı
Toplumsal yaşamda zeka kavramının kullanımı o kadar
yaygınlaşmıştır ki hemen hemen her konuşmada zeka kelimesi
geçmektedir. Akademik alandaki en küçük başarıdan,
sokaktaki iki insanın hakaretlerine kadar ki yelpazede
açık ya da üstü örtülü bir biçimde kullanılmaktadır.
Günlük hayatta, sınavdan geçer not alma, daha önceki
deneyimlere dayanarak bir işi becerme hatta bir konuya
kendi özgün bakış açısını yansıtma bile o kişinin bir anda
“zeki, sivri zekalı” olarak tanımlanmasına sebep
olmaktadır. Ya da bir konuda uzlaşmaya varamadığımız kişi
bir anda “laf anlamaz, kalın kafalı, söz anlamaz”
olabilmektedir. Toplumumuzda pek konuşmayan yalnız kalmayı
tercih eden kişiler; kimilerine göre “çok derin insan,
akıllı ondan susuyor” diye nitelenirken yine aynı kişi
kimilerine göre “boş bir insan ya da aptal olduğu için
konuşmuyor” diye nitelenmektedir. Yine günlük hayatta
sevdiğimiz kişileri “akıllı, çok zeki” olarak nitelerken,
sevmediğimiz, anlaşmadığımız kişileri “salak, akılsız”
olarak niteleyebiliyoruz.
Kısacası, günlük ve toplumsal yaşamda “zeka” kavramı daha
çok kişiye karşı duygusal tutumlarımıza göre
şekillenmektedir.
IQ Kavramı ve Evrimi
IQ kavramı “Intelligent Quatient”in baş harflerinden
oluşmuş kısaltmadır. Türkçeye “Zeka Bölümü(ZB), Zeka
Katsayısı, Zeka Düzeyi” olarak çevrilmiştir.
Zekayı ölçme fikri ilk olarak, her şeyi ölçen ve
sınıflandıran adam olarak tanınan Sir Francis Galton
tarafından 19. yüz yılın sonlarında atılmıştır. Galton,
Platonun öne sürdüğü, toplumun iyileştirilmesi için
kalıtımsal yetiştirme yöntemine inanıyor ve doğal yeteneği
bir diğer tabirle zekayı ölçeklendirme yollarını arıyordu.
Dahiliğin kalıtsa olduğunu kanıtlama isteği ve zeka ile
fiziksel özelliklerin arasında ilişki olduğuna inancı
çeşitli deneyler ve çalışmalar yapmasına sebep olmuştur.
1869’da yayınladığı “Kalıtsal Deha”( Herediraty Genius)
adlı yapıtındaki temel savı; “zihinsel ve fiziksel
özelliklerin aynı ölçüde kalıtsal olduğuydu.” Fakat bu
savla zihinsel yetenek ya da zekadaki değişkenleri,
biyolojik değişkenlere indirgiyordu.
Binet ve Henry Simon (Binet- Simon Ölçeği)
Binet meslektaşı Henry Simon’la beraber öğrenme güçlüğü
çeken çocukların tespiti amacıyla ilk “yazılı zeka
ölçeği”ni 1905’de yaptı. Bu ölçek otuz ayrı testten
oluşuyor, üç ile on bir yaşındaki çocuklar için zorluk
dercesine göre düzenlenmişti. Bu testler, resimleri
adlandırma, kelimeleri tanımlama, söylenen sayıyı tekrar
etme, hafızadan resim çizme sorularını içeriyordu.
Testlerin temeli, daha büyük yaştaki çocuklar daha küçük
çocukların yapamadığı zihinsel işlevleri yapabilir
önermesine dayanıyordu. Böylece her yaş grubuna denk düşen
daha parlak ya da daha aza yetenekli çocukları
ayırabiliyordu. Testin alandaki kullanımı, bilimsellikten
ziyade uygulamaya yönelikti ve güçlü bir zeka kuramına
dayanmıyordu
IQ Kavramının Kullanılması; William Stern
1912 yılında Alman psikolog William Stern zihinsel yaş ile
kronolojik yaş arasındaki oranı kullanarak, şimdiki
Intelligent Quatient (Zeka Bölümü) ya da IQ’yu ileri
sürmüştür.
Bu oran;
Zihinsel Yaş
IQ =---------------------------X 100 ‘dür
Kronolojik Yaş
Standford - Binet Testi
1916 yılında Lewis Terman öncülüğünde Standford
Üniversitesinde bir grup bilim adamı Simon-Binet ölçeğini
biraz daha geliştirmişlerdir. Bellek, mekansal ilişki ve
pratik muhakeme gücÜnü ölçmeye yönelik bu test problemin
nedeninden çok yaş normları ve yaş grubuna uygunluğu
açıklamıştır.
IQ testleri birkaç yıl içinde diğer dillere çevrilmiş ve
dünyada başka ülkelere de yayılmıştır.
Sosyal Politika Silahı Olarak IQ Testleri
Ve artık yeni bir çağ başlamıştır. Zeka ölçülmüş ve güçlü,
egemen devletlerin elinde bir sosyal politika silahı
halini almıştır. Zeka , kalıtım sayesinde aktarılan,
toplumsal sınıf ve ırksal kökene dayanan doğuştan gelen ve
değişmeyen bir şey olarak düşünülüyordu.
Standford-Binet testlerini ABD’ye getiren Lewis Terman’a
göre düşük zeka; “güney batılı İspanyol-Yerli ve Meksikalı
aileler ile zenciler arasında çok yaygın ve ortak bir
şeydir… Düşük zekanın ırksal olduğu ya da en azından
geldikleri aile soyunda doğuştan olduğu görülmektedir… Bu
grubun çocukları özel sınıflara ayrılmalıdır”
diyebilmiştir.
Bu testleri İngiltere’ye uyarlayan Burt; erkeklerin
kadınlardan, Hrıstiyanların Yahudilerden, İngilizlerin
İrlandalılardan, üst sınıfların alt sınıflardan daha zeki
olduklarına dair alinde çok güçlü kanıtlar olduğunu iddia
ediyordu.
Yine Hitler Almanya’sında, Almanların diğer ırklardan
üstün ve daha zeki oldukları iddia ediliyordu.
Yakın geçmişe bakacak olursak 60-70’li yıllarda
Türkiye’den Almanya’ya göç eden işçilerin çocukları IQ
testlerine tabi tutulmuş, testi anlamadıkları,
kültürlerine uymadığı için düşük zekalı olara nitelenmiş
ve özel eğitim kurumlarında eğitim görmüşlerdi
Bu görüşlere göre, birileri kömür ve su taşımak için;
birileri de toplumu yönetmek için doğmuştur. Bu testler,
sonuçları tayin eden kültürel ve toplumsal şablonların
ezici ağırlığı altındadır. Testler tedavi için değil
tecrit için kullanılıyordu.
Zeka Testleri Neyi Ölçüyor ?
İnsan zekası, sadece genler, beyin ya da sosyal çevrede
şekillenmemekte, hepsinin bütünsel etkileşiminde ortaya
çıkmaktadır. Her şeyden önce “zeka”nın ne olduğu üzerine
bir uzlaşıya varılmadan, insanları “dahi, zeki, az zeki,
donuk zekalı, moron vb…” olarak kategorize etmek, sosyal
çevreyi ve kültürel faktörleri, testin yapıldığı andaki
duygusal durumu ve ortamı, sosyo-ekonomik düzeyi, bireysel
farklılıkları hesaba katmadan yapılan IQ testleri, zeka
düzeyi belirleme testleri neyi ölçebilir ?
IQ kavramının çıkışından bugüne kadar “insan zekası” gibi
esnek, geniş, değişebilen karmaşık bir olguyu “ölçmek,
sınıflandırmak ve puana indirgemek” ne kadar mümkün ?
Sonuç Yerine
1985 yılında uluslar arası düzeyde tanınmış psikolog
Jacques Goodnow bir makalesinde testler hakkında açıklığa
ve netliğe varana kadar, IQ testlerinin uygulanmasının
ertelenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Goodnow’un yıllar
önce yaptığı çağrıyı bir kez daha düşünmenin ve IQ
testleri üzerine daha derinlemesine çalışmalar yapmanın
tam zamanıdır.
Yararlanılan Kaynaklar :
1) Alan Woods ve Ted Grant,Aklın İsyanı,Tarih Bilinci
Yayınları.2004. İstanbul
2) Ken Richardson,The Origins of Human Potential,
Routlledge Press,1998,NewYork
3) Ken Richardson,The Making of Intelligence,Columbia
University Press,2000,NewYork
4) Ana Britannica,Cilt 4- 9, Ana Yayıncılık, 1987,
İstanbul
5) S. Budak,Psikoloji Sözlüğü, Bilim Sanat Yayınları,
2001,Ankara
6) O. A Gürün,Psikoloji Sözlüğü, 2001, İstanbul
* 10. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresinde sunulan
aynı isimli “Sözel Bildiri”nin tam metnidir.
** Psikolog
|