Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     
   
   


 Şerafettin SAYAR

      Sosyal Hizmet Uzmanı
 serafettinsayar@hotmail.com  

 
   
   

 
 
 
 

 

YEREL YÖNETİMLERDE KENT KONSEYLERİ
 SOSYAL HİZMET UYGULAMALARIYLA İLİŞKİSİ
 

 

 

 

Şerafettin SAYAR
Sosyal Hizmet Uzmanı
Antalya Kent Konseyi Genel Sekreteri
Nisan 2016

Yerel demokrasinin gerçekleşmesinde önemli bir yapı taşı olan kent konseyleri, ülkemizde Yerel Gündem 21 çerçevesinde sürdürülebilir kalkınmanın mahalli düzeyde örgütlenmesi ve katılımcı kent yönetiminin sağlanması süreçlerinde önemli katkılar sağlamaktadır.

Kent konseyleri en geniş anlamda, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesinde belirtilen hedefler doğrultusunda, Avrupa Kentsel Şartı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Gündem 21 ve Habitat II’nin sürdürülebilirlik, yaşanılabilirlik ve yapabilir kılma ilkelerinin ışığında, hoşgörü, saygı ve anlayış çerçevesinde halkın yönetime katılımını ve denetimini sağlayacak mekanizmaları geliştirmeyi ve kendi sorunlarına sahip çıkmayı özendirmeyi, yönetişim eksenli katılımcı demokrasiyi esas alan ve sivil toplumu önceleyen oluşumlardır. 1992 yılında Rio’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) “Yeryüzü Zirvesi”nde “sürdürülebilir kalkınma” fikri tüm insanlığın 21. yüzyıldaki ortak hedefi olarak benimsenmiş ve bu hedefe ulaşılmasına yönelik ilkeleri ve eylem alanlarını ortaya koyan “Gündem 21” başlıklı eylem planı kabul edilmiştir.

 BM üyesi tüm ülkeler tarafından 21. Yüzyılın ortak hedefi olarak kabul edilen “sürdürülebilir kalkınma”ya giden yolun ana unsuru niteliğinde olan Gündem 21 başlıklı eylem planı ile katılımcı tüm ülkeler kendi Yerel Gündem 21’lerini oluşturmaya çağırılmıştır.

Yerel Gündem 21’in bir sonraki adımı ise planın kent ölçeğindeki en etkin katılımcı mekanizması olan kent konseylerinin ortaya çıkması olmuştur. Gündem 21’in etkileri ülkemizde, 1996 BM İstanbul Habitat II Konferansı’ndan sonra görülmeye başlanmıştır.

Habitat II toplantılarında, sürdürülebilir kalkınmanın temelinde demokratik, insan haklarına saygılı, şeffaf, katılımcı ve halka hesap veren yönetimler olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda 1997 yılının sonunda alınan Bakanlar Kurulu Kararı ise ülkemizdeki kent konseyi oluşumunun yasal başlangıcını oluşmuştur. Mevzuatımızdaki yerini 2005 yılında yasalaşan 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesiyle alan kent konseyleri, Türkiye için yaşamsal önemde olmamalarına rağmen, demokrasinin yerelde ve genelde kurumsallaşması ve içselleştirilmesi açısından oldukça önemli işlevleri yerine getirebilecek potansiyele sahiptir.

Kent Konseyleri, 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 76. Maddesinde öngörülmüş “kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışan” bir mekanizmadır.

Ülkemizde, Batıdaki örneklerinin aksine yürütmeye ilişkin yetkisi olmayan ve yalnızca “danışma” niteliği bulunan bir sisteme sahip olan kent konseylerine muhtarlar, kamu-özel sektör kurum ve kuruluş temsilcileri, sendikalar, üniversiteler ve uzman kişilerin katılması öngörülmüştür.

5393 Sayılı Belediye Kanunu ile belediyelere kent konseylerinin oluşturulması konusunda yetki verilmiştir. Kent konseylerinin oluşumu, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda öngörülen “yurttaşların oluşturduğu” meclislere (Md. 3/2) uygun bir durumdur. Bu bakımdan bu ve benzeri düzenlemeler Avrupa öngörülerine uyum bakımından da ayrı bir anlam taşımaktadır. Kent konseyleri ülkemizde ilk kez 1996 yılından sonra Yerel Gündem 21 ortağı olan kentlerde (Bursa, Adana, Antalya, Edirne, İzmir, Adapazarı, Manisa, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon, Kars, Tekirdağ, Van ve Afyonkarahisar) Yerel Gündem 21 ismi ile ya da kent meclisi, kent senatosu, kent parlamentosu, kent kurultayı veya benzeri isimlendirmeler ile oluşturulmuş, daha sonra program ortağı olmayan kentlere de yayılmıştır.

Belediyeler kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasî partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar. Kent konseyinde oluşturulan görüşler belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir. Belediye Kanunu’nun 76. maddesiyle sivil toplumun katılımını güçlendirecek kent konseyi oluşumlarının yerel yönetimler tarafından desteklenmesi öngörülmüş, ayrıca kent konseylerinin genel anlamda yönetişim ilkeleriyle örtüşen amaçları da ortaya konulmuştur. Bu düzenleme ile kent konseylerine ülkemizde dört önemli fonksiyon yüklendiği söylenebilir.
Birincisi, kentin yaşanabilir hale gelmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması için kentte yaşayanlar tarafından kentin hak ve hukukunun korunması;
İkincisi, kent konseyinin kentte yaşayan insanlar arasında sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı

 geliştirici bir fonksiyon üstlenmesi;
Üçüncüsü, sürdürülebilir kalkınma ve gelişmenin sağlanması amacıyla hemşehrilerde bilinç oluşturulması;
Dördüncüsü ise yerel düzeyde hesap verme, hesap sorma, katılım ve yönetişimin gerçekleştirilmesidir.

Kent konseylerinde oluşturulan çalışma grupları meclislerin içinde kurumsal temsilin yanında, gönüllü katılımlara yönelik oluşumlara da yer verdiği için Belediye Kanunu’nun “Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım” başlığını taşıyan 77. Maddesine ilişkindir. Bu maddede: “Belediye; sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular” denilmektedir.

KENT KONSEYLERİNİN OLUŞUMU VE ORGANLARI

Kent konseyi üyeleri; mahallin en büyük mülki idare amiri veya temsilcisi, belediye başkanı veya temsilcisi, illerde valiler ilçelerde kaymakamlar tarafından belirlenecek kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, mahalle muhtarları, siyasi partilerin temsilcileri, üniversite temsilcileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, baroların ve ilgili dernekler ile vakıfların temsilcileri ve kent konseyince kurulan meclis ve çalışma gruplarının birer temsilcisinden oluşmaktadır.

Kent konseyleri bünyesinde oluşturulan çalışma grupları ve meclisler çalışmalarının tabana yayılması ve katılımın artırılması bakımından büyük önem taşır. Bu kapsamda her yörenin özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun olarak çalışma grupları oluşturulmuştur. Bu çalışma grupları başlıca ulaşım, imar ve şehircilik; eğitim, öğretim, bilişim, sosyal hizmetler, turizm, kültür ve sanat, sağlık ve spor, tarım ve hayvancılık, çevre ve orman, ekonomi ve çalışma, afet, engelliler meclisi, kadın meclisi, gençlik meclisi gibi adlar altında oluşturulmakta ve bu alanlarda faaliyette bulunmaktadır. Kent Konseylerinin oluşumunda ve etkinliğinde çalışma gruplarına büyük işler düşmektedir. Çalışma grupları üniversite ve meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinden oluşmaktadır. Her bir çalışma grubu, faaliyet gösterdiği alanlarla ilgili kentin sorunlarına dikkat çekmeyi ve bu sorunlara çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. Kent konseyinin organları, genel kurul, yürütme kurulu, kent konseyi başkanı ile meclisler ve çalışma grupları olarak belirtilmiştir.

KENT KONSEYLERİ VE SOSYAL HİZMET İLİŞKİSİ
ANTALYA KENT KONSEYİ ÖRNEĞİ

Demokratik rejimlerde mağdur ve muhtaçların hak ve hukuklarının korunması ve kullandırılması toplumun medenileşmesi açısından önemlidir. Belediye kanunu sosyal hizmet sorun alanlarıyla ilgili belediyelere yükümlülük getirmiştir. Belediyeler sosyal hizmetlerle ilgili bütçe oluşturmak, sosyal hizmet kuruluşları açmak, kentin alt yapısını ve ulaşımını engellilerin erişimine uygun düzenlemek zorundadır. Sosyal hizmet sorun alanlarıyla ilgili hizmetlerin takibi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi-belediye meclislerine sunulması için kent konseylerinde sosyal hizmetlerle ilgili çalışma grupları ve meclisler kurulmaktadır. Engelliler meclisi, kadın meclisi, toplum çalışma grubu, sosyal hizmet çalışma grubu gibi. Bu ve benzeri çalışma gruplarında üyeliklerin mutlaka alanında uzman kişilerden olması önemlidir.

Antalya Kent Konseyi;
1992 yılından beri faaliyet gösteren Antalya Kent Konseyi 1997 yılında da kent konseyleri yönetmeliği ile kent konseyi statüsüne kavuşmuştur. Sosyal hizmet uygulama alanlarıyla ilgili Toplum Çalışma Grubu, Engelliler Meclisi, Kadın Meclisi kurulmuştur. Sosyal hizmet uzmanlarının aktif olarak görev aldığı dönemlerde Antalya’da Toplum merkezlerinin oluşumunda önemli katkılar sağlamıştır. Çalışma grupları engelliler açısından kentte ulaşım ve erişimin sağlanması, çocuk istismarı, evsizler, belediyelerde sosyal hizmet uygulamaları, kadın sorunları, madde kullanımı ve mağdurları gibi konularla gündem oluşturarak tarafları bir araya getirip tartıştırmış, öneri raporlarını belediyelere sunmuştur. Ayrıca 8 mart dünya emekçi kadınlar günü, engelliler haftası, yaşlılar haftası gibi belirli gün ve haftalarda basın açıklamaları ve etkinliklerle kamu oyunda farkındalık yaratarak kamu kurumlarının ve belediyelerin bu alanlara duyarlılığını sağlamıştır. Antalya kent konseyi yürütme kurulunda iki sosyal hizmet uzmanı üye olarak görev yapmaktadır. Kent konseyi genel sekreteri ve toplum çalışma grubu başkanı sosyal hizmet uzmanıdır. Ayrıca kent konseyinse sürekli görevli bir sosyal hizmet uzmanı istihdam edilmektedir. Çalışma gruplarında psikolog, özel eğitim öğretmeni, sosyolog, doktor vb. meslek elemanları da üye olarak görev yapmaktadır.

UYGULAMADA SORUNLAR VE ÖNERİLER

Kent konseylerinde alınan kararların Kent Konseyi Genel Kurulu onayından sonra belediye meclisinin ilk toplantısında değerlendirileceği hükmü getirilmiştir. Ancak, kent konseyi kararlarının öneriden öteye geçememesi ve uygulanma zorunluluğu olmaması, etkinlik sorunlarına yol açmakta ve belirlenen amaçlara ulaşmayı güçleştirmektedir. Kent konseylerinin finansmanının ise belediyelerin bütçelerinden ayıracakları ödeneklerle sağlanacağı ifade edilmiştir. Bu nedenle kent konseyleri, belediyelerin bir uzantısı veya ona bağlı bir örgüt görünümünde algılanmaktadır.

Kent konseyleri kurulduğu yerelde belediye başkanının irade ve İnisiyatif kullanması durumunda katılımcılık ve yönetişimin sağlandığı görülmektedir. Kent Konseyi başkanının belediye başkanı veya bürokratlarının olmaması, kent konseyi yönetiminin tamamen STK temsilcilerine bırakılması güçlü kent konseyi açısından önemlidir.

Kent konseylerinde mutlaka kadın, engelli, yaşlılık, çocuk, sosyal yardımlar gibi çalışma grupları kurulmalıdır.
Kent konseylerinin kurulduğu yerelde şehircilik, imar ve planlama, çevre, ulaşım gibi sorunların yanında dezavantajlı grupların sorunlarının da ele alınacağı çözüm önerileri mutlaka öne çıkarılmalıdır.

Sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, özel eğitimciler gibi meslek elemanları kendi STK ları adına kent konseylerine üye olmalıdırlar.
Kent Konseyleriyle ilgili yeniden bir hukuki düzenleme yapılmalı, kent konseyleri kendi bütçesinin ve personelinin olduğu bir tüzel kişiliğe kavuşturulmalıdır.
Kent konseylerinin ihtiyaçları ve personeli bağlı olduğu belediye veya gönüllüler tarafından karşılanmaktadır. Bu da kent konseylerinin kurumsallaşmasına engel olmaktadır.

Yararlanılan Kaynak;
SAYIŞTAY DERGİSİ, SAYI: 83
MAHALLİ İDARELERDE HALK KATILIMI BAĞLAMINDA KENT KONSEYLERİ
Ali Tamer ÖZDEMİR, Sayıştay Baş denetçisi
 

 

 
 
 

 


Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.