Aziz ŞEKER: Bize kısaca kendinizi tanıtır
mısınız?
Türkay ASMA: Ben bir Avukatım mesleğimde 40 yılı geride bıraktım. Bunun 30
yılını çocuk haklarıyla uğraşarak geçirdim. Çocuk suçluluğu konusunda lisans
üstü çalışmalarım var.
Aziz ŞEKER: Çocuk haklarının düşünsel temellerini ve biçimlenmesine etki
eden koşullardan söz eder misiniz? Ne tür gereksinimler çocukların,
yetişkinlerin hukuk sisteminden ayrılmasını zorunlu kıldı?
Türkay ASMA: Hep neden çocuk hakları diye düşünüyoruz. İnsan hakları var
iken ayrı bir çocuk hakkından bahsedilmesi yadırgana bilir. Ancak konunun
temeline inersek insan haklarının uygulanması, hayata geçirilebilmesi
hakları verilerek yetiştirilen çocuklarla mümkündür.
Şiddet gören, aşağılanan terk edilen, istismara uğrayan, eğitilmeyen
çocuklardan oluşan bir sistemde sağlıklı hoşgörülü insan haklarına saygılı
bireylerden bahsedemeyiz. Bu nedenle çocuk haklarının temeli olan; yaşam,
korunma, gelişim ve katılım haklarına dayalı çocuklar yetiştirmeliyiz. Bu
hakları ihlal edilen çocuklar suça sürüklenmekte başka bir deyimle kanunla
ihtilafa düşmektedirler. Çocukların hukukla tanışmasında bizim onlara
vermemiz gerekenleri vermememiz, yapmamız gerekenleri yapmamamız
yatmaktadır. Bu eksiklikleri gidermek için onlara pozitif ayrımcılık
uygulayan, onları yeniden kazanmamıza yardımcı olacak hukuk sistemi
oluşturmak zorundayız.
Aziz ŞEKER: Hukuk, çocuğu anlam ve içerik olarak nasıl korur? Hukuk
sisteminin çocuk sorunuyla ilgili referans alması gereken kaynaklar? Hukuk
sistemi bunlardan yeterince yararlanalabiliyor mu?
Türkay ASMA: Hukuk, çocuğu hakları olan bir birey olarak kabul edip korumaya
almalıdır.
-Hukuk sistemimizin kaynağı,
-Uluslararası sözleşmeler. Bunlar BM. Sözleşmeleri ve Avrupa Sözleşmeleri
olarak 2 grupta toplanır.
-BM. Temel ilkeleri tavsiye kararları Beejing kuralları Riad kuralları,
Havana kuralları gibi,
Ulusal yasalar çocuk koruma yasası Türk medeni yasası, TCK CMK denetimli
serbestlik yasası gibi,
Hukuk sistemimiz bu yasalardan yararlanamıyor.
Bunun 3 nedeni var.
1-Yasaların öngördüğü alt yapılar Devlet tarafından kurulmamış ve
yapılandırılmamış.
2-Hukuk sistemimizde görev alan Hakim-Savcı-Avukat ve uzman gibi
profesyonellerin okuma öğrenme alışkanlıklarının olmaması,
3-Çocuğu değerli bir birey olarak görme alışkanlık ve tutumlarının
gelişmemiş olması.
Aziz ŞEKER: Türkiye’de hukuk sisteminin durumunu göz önüne alarak, oturmuş
bir çocuk hukuk sisteminden söz edebilir miyiz? Çocuğa yönelik önlemler var
mı? Türkiye’de öncelikler neler üzerine kuruluyor?
Türkay ASMA: Kayıt üzerinde gelişmiş ülkelerin çocuk hukuk sistemlerine
yakın ilkeler ve kurallar var. Ancak oturmuş bir hukuk sistemimizin olduğunu
söyleyemeyiz. Çocuk hakları sözleşmesi paralelinde TMK çocuk koruma yasası
TCK CMK’da yapılan değişikliklerden bir çok uygulayıcının hala bilgisi yok.
Yargı Mercileri bu konudaki görevlerini doğru düzgün yapmadıkları gibi SHÇEK
de görevini yasalara uygun biçimde yapmıyor.
|
Aziz ŞEKER:
Toplumsal yapımıza dönüp baktığımızda toplum belleğinde henüz
tamamen yüzleşilmeyen, hesaplaşılmayan bir konun da çocukluk olduğunu
görüyoruz. Türkiye’de çocuğa bakış açısı zihinlerde nasıl şekilleniyor?
Toplumsal sorumluluk “sosyal etiğin” gerisinde mi kalıyor? |
Türkay ASMA: Toplum belleğinde çocuk hala bir birey olamadı. O ya ailesinin
ya da yaşadığı çevrenin malı, onu düşündüğümüz kafamızda şekillendirdiğimiz
şekilde koruyoruz. Döverek, azarlayarak terbiye ediyoruz. Yasaklar koyarak
eğitiyoruz. Görüşünün ve kişiliğinin hiç önemi yok. Biz biliriz o bilmez
sanki bakış açısına sahibiz. Bu bakış açısı ve buna dayalı davranış biçimi
değiştirilmedikçe toplumsal sorumluluğun gelişmesi ve paylaşılması mümkün
olmayacaktır.
Aziz ŞEKER: Türkiye’de çocuk hukuku bütünlüğünde bir ders Hukuk
fakültelerinde okutuluyor mu? Çocuk refahı alanındaki devlet politikasının
durumu? Ve çocuk adalet sistemi, hukuk sistemi içinde hak ettiği önemi
görüyor mu?
Türkay ASMA: Türkiye’de çocuk hukuku bütünlüğünde bir ders Türkiye’de Hukuk
Fakültelerinde hala okutulmuyor. Bu dersin sadece çocuğun hukuku ile ilgili
olmaması, onunla iletişim kurma, görüşünü alma, görüşüne saygı duyma, yararı
ve yararını öncelikle koruma ilkelerine de dayanması gerekiyor. Çocuk refahı
konusunda bir devlet politikası yok, sadece Cumhuriyetin ilk 10 yılında
devletin bir çocuk politikası olmuştur. Ondan sonra Devletin çocuk refahı
konusundaki hareketi günü geçiştiren kararlardan öteye geçmemiştir.
Türkiye’de genel Hukuk sistemi reforma muhtaç, eksik aksak ve adil olmayan
bir sistemdir. Bunu devletin ve toplumun özellikle adalet sistemine giren
çocuğa bakış açısıyla birleştirirsek başlı başına ciddi ve çocuk yararına
işleyen çocuk Adalet Sisteminin var olduğunu söyleyemeyiz. |
|
Aziz ŞEKER: Son yıllarda Hukuk alanında gözlemlenen değişiklikler söz
konusu… Türk Ceza Kanunu, Çocukları Koruma Kanunu vb. önemli değişikliklere
gidildiği belirtilmekte. Özde çocuklarla ilgili ne tür değişiklikler
yapıldı? Sizce istenilen düzeyde bir değişikliğe gidildi mi? Değişimi
içselleştirecek yoğunlukta bir süreç yaşanıyor mu? Yasal-Örgütsel yapı
gerekli olanaklar barındırıyor mu? Örneğin, gizlenmesi ahlaki bir sorumluluk
haline getirilmiş olan “istismar”la göz göze gelebilecek bir olgunluğa
ulaşacak mı toplumumuz?
Türkay ASMA: Hukuk sistemimizde Avrupa uyum yasaları gereği son derece
olumlu değişiklikler yapılmıştır. Değişiklikler oldukça olumludur. Ancak
değişiklik içselleştirilmedi. Lüks bulunuyor ve uygulanmıyor. İstismar
özellikle ensest Türkiye’nin yoğunlukla yaşadığı ama aynı yoğunlukla inkar
ettiği bir olgu bununla toplum olarak, devlet olarak, Adalet sistemi olarak
yüzleşmek ve kabullenmek zorundayız.
Başka türlü medyatik bir iki vakanın üstüne gidilip bu insanları asalım,
öldürelim vs. ile sorunu çözemeyiz. Bu olaylarla yüzleşmediğimiz sürece
çocuklarımız geleceğin tacizcisi ve psikolojik sorunlarla boğuşan bireyleri
olarak karşımıza çıkacaktır.
Hiçbir zaman sağlıklı bir toplum olamayacağız.
Aziz ŞEKER: Suça itilmiş çocuklar, sokak çocukları, vb. çocukluğu yok sayan
yaşam olayları konusunda devletin, “sosyal tutum”u sizce yeterli mi?
Devletin bu çocuklarla ile ilgili olarak yapması gerekenler… Sokakta yaşayan
ve çalışan çocuklarla ilgili yasal mevzuata dönerek yüzümüzü, çocuk
haklarının geliştirilmesine dönük sosyal ilişkilerin düzenlemesi hangi dokulanışta yer edinirse genişleyen bir deneyim alanını beraberinde
getirebilir?
Türkay ASMA: Ne suça itilmiş, ne sokak çocukları, ne de ensest mağduru
çocuklarımız için devletin sosyal-adil bir tutumu yok. Devletin bunları
topluma kazandırmak amacı ve niyeti de yok.
Devlet, bu çocuklarla ilgili olarak kökenine inip sorunları çözmekle işe
başlayacak; tüm bunların kaynağında şiddet yatmaktadır.
Çocuk ve eğitimsiz çocuk dünyaya getirme yatmaktadır.
Devletin bir nüfus planlama programı ve eğitimi yapması gerekirken aksini
yapıyor.
Devletin ailede-okulda-sokakta medyada şiddeti önlemesi gerekirken
bilgilendirme, denetim ve müdahale görevlerini yapmayarak bunu önlemiyor.
Ensesti adeta seyrediyor.
Bunlar yaşanırken suçlu çocuğu sokak çocuğunu ortadan kaldırmamız mümkün
değildir.
Yasalara konulan bazı hükümlerle suç işledikten, çocuk sokakta yaşamaya
başladıktan sonra yapılacak işlemlerin işe yarayacağına inanıyorum.
Aziz ŞEKER: Sivil toplum kurumlarının hukuk alanındaki rolünden söz edelim
biraz. Çocuk adalet sistemi alanında sivil toplum örgütlerine düşen
görevler? Türkiye’de örgütlenmeleri hangi düzeyde?
Türkay ASMA: Çocuk adalet sisteminde Barolar çocuk hakları kurulları etkin
hizmet sunuyor.
Bazı sivil toplum örgütleri çalışıyor. Ancak Devletin sivil toplum
örgütlerinin çalışmalarını içselleştirdiğini söyleyemeyiz.
Ekonomik yönden güçsüz olan bu örgütlerle çocuk adalet sistemine yeterli bir
katkı sunulamaz.
Aziz ŞEKER: Çocuk refahı alanında; çocuk adalet sisteminde çalışan sosyal
meslek elemanlarına 21. yüzyılın şu ön yıllarında, alanda yaşanan
sorunlardan yola çıkarak neler iletmek istersiniz?
Türkay ASMA:
-Çocuğun birey olarak kabul görmesi,
-Yararının ön planda tutulmasını,
-Katılım, görüşlerini ifade edebilme ve görüşüne saygı duyulduğunu
hissetmesini sağlayacak davranışlar sergilemesini,
-Sürekli öz güvenini yükseltecek, şiddetten, istismardan, ben senden iyi
bilirim havasında uzak düzgün bir iletişim bağı kurmasını öneririm.
Aziz ŞEKER: Teşekkürler Sevgili Türkay ASMA…
|