Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     
 

 

Veli YALÇIN

Sosyal Hizmet Uzmanı / Yazar

veya0927@gmail.com

 

 




 

 
 

SOSYAL HİZMETLERDE SORUN


(1975-?) 

 

  Sosyal Hizmetlerde SORUN dergisinin ilk sayısı Ekim/Kasım/Aralık 1975 yılının üç aylık döneminde çıkarılmıştır. Görüşmeler yaptığım meslek elemanlarının bazılarına göre bir, bazılarına göre üç sayı yayınlandığı ifade edilmiştir. Bütün aramalara rağmen birinci sayının haricindeki diğer sayılar bulunamamıştır.

Birinci sayıda verilen bilgiye göre dergi Sosyal Hizmetler Mütehassısları Derneği adına çıkarılmıştır ya da o derneğin yayını olarak çıkarılmıştır. Ancak dernekle ilgili bilgilere tüm sözel araştırmalarımıza karşın ulaşamadık.

Sosyal Hizmetler Mütehassısları Derneği adına derginin sahipliğini Taner Arnaz ve Mesul Müdürlüğünü Güven Etkin yapmıştır.

Sorun dergisinin ilk ve tek sayısı Ekim/Kasım/Aralık 1975 yılında yayınlanmıştır. Derginin ücretli olup olmadığına ilişkin bir ifade bulunmamaktadır. Derginin ilk sayısı 40 sayfa olarak yayınlanmıştır.

Derginin 1 Sayısındaki “Çıkarken” adlı uzun yazıda, dergiyi çıkaranlara göre Türkiye’nin o dönemki durumu ayrıntılı olarak resmedilmiş ve çözüm önerileri geliştirilmiştir:

“1975 Türkiye’si son derece kaygı verici toplumsal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar Osmanlıların endüstrileşmemiş ve dışa bağımlı duruma gelmiş ekonomisi ve toplumsal yapısını devir alan Türkiye’mizin, Atatürk ihtilaline rağmen henüz çözemediği yapısal çelişkilere bağlıdır."

“Temel Sorunlar:

“İç ve dış dinamik öğelerinin beraberce oluşturduğu günümüz çelişkileri birbiriyle yakından ilişkili olan aşağıdaki temel sorunları biçimlendirmiştir.

- “Ulusal kaynaklarımız yeterli olarak kullanılmamaktadır.

- “Ulusal kaynakların toplumun çeşitli sınıf ve grupları arasındaki toplumsal dağılımı adaletsiz, bölgeler arası dağılımı is dengesizdir.

- “İstihdam olanakları sınırlıdır.

- “Ulusal gelir yetersizdir ve gelirin çeşitli ölçülere göre dağılımı dengesiz ve adaletsizdir.

- “Toplumun çeşitli sınıf ve grupları arasında ve farklı coğrafi bölgelerde fırsat eşitliği yoktur.

“Toplumsal Sorunların Niteliği;

“Yukarıda sayılan temel sorunların görünümleri, sağlık, eğitim, konut, rehabilitasyon gibi pek çok hizmet alanlarında yetersizlik, verimsizlik ve adaletsizlikler biçiminde ortaya çıkmıştır.

“Cumhuriyet Türkiye’si, batı modeline göre biçimlendirmeye çalıştığı toplumumuzun sorunlarını çözmek için çeşitli güdüleme çabalarına girmiştir. Atatürk devrimleri, köy enstitüleri, devletçilik uygulamaları, tarım ve toprak reformu, çok partili demokratik sistem, demokratik ekonomik planlama, toplum kalkınması, kooperatifçilik, halk sektörü gibi kimi evrensel kimi Türkiye’ye özgü atılımlar böyle çabalardır. Bu çabalar toplumsal yapımızın içindeki temel çelişkiler karşısında, servet ve gelir dağılımı ile hizmet alanlarında görülen adaletsizlikleri sistematik tutarlı ve devamlı bir biçimde ortadan kaldırmamıştır.

“Bütün bu çabalar sonunda 1975 Türkiye’si örnek aldığı batı toplumunun sınıflı niteliğine ulaşmış görülmektedir. Fakat bu sınıflı yapıya ulaşma, öteki temel çelişkilerin görüntülerini ortadan kaldırmamış, aksine güçlendirmiş” olduğu ifade edilerek içinde bulunduğu toplumun genel bir resmini ortaya koymuştur. Bu genel görünümün yarattığı sorunlar ve sorunların niteliğinin mesleğimize yansımalarını da açıklamayı ihmal etmemişlerdir. Yazıya kaldığımız yerden devam etmemizde yarar vardır.

“Mesleki Hizmetler Açısından Sorunlar:

“Yukarıda açıklanan toplumsal yapı nitelikleri hizmetler açısından aşağıdaki özel sorunları oluşturmuştur.

- “Halkın sorunları hakkında bilinci ve bunlara sahip çıkma eğilimi çeşitli nedenlerle engellenmiştir.

- “Ülkede tutarlı ve sürekli bir hizmet anlayışı ve politikası oluşturulamamıştır.

- “Yetişmiş uzmanların nitelikleri ve nicelikleri düşüktür.

- “Yasal koşullar yetersizdir.

- “Hizmetlerin kapsamları ve dar verimlilikleri düşüktür.

- “Hizmetlerin sınıflar gruplar ve kişiler arası dağılımı adaletsizdir.

- “Örgütlenmeler yetersizdir mevcut örgütler bilimsel ve mesleki açıdan yetersiz yöneticiler denetimindedir.

- “Hizmet götürmeye yönelik yöntem ve teknik eğitim yetersizdir. Eğitim kurumları ve eğitici kadro yetersizdir.

“Türkiye Koşullarında Genel Olarak Mesleki Yaklaşım Önerileri:

- “Bireyle, grupla ve toplumla çalışma teknikleri, ancak somut gruplara, topluluklara ve topluma yönelen somut hizmetler içinde kullanılabilmektedir.

- “Kamu yararı ve toplumsal yaklaşım, bireyciliğin önüne geçmek zorundadır.

- “Genel ama. Hızlı bir kalkınmanın adil ve dengeli biçimde sağlanmasıdır.
- Mesleğin Özel Sorunlarına İlişkin Çözüm Önerileri:

- “Örgütlenme ve dolayısıyla hizmet programları tek bir Bakanlığın tek bir genel müdürlüğün tekelinden kurtarılmalıdır.

- “Sosyal Hizmetler Kurumu Kanun Tasarısı bir an önce kanunlaştırılmalıdır. Bu kurum devlet hizmetlerini kendi aralarındaki ve gönüllü hizmetlerde yapılacak eşgüdümün sağlanmasını, hizmetler için gerekli fonlar yaratılmasını, taşra örgütünün kurulmasını, meslek elemanlarının eğitim ve uygulama olanaklarının artırılmasını oluşturacak biçimde kurulmalıdır.

- “Sosyal Hizmetler Akademisi bir üniversite bünyesine alınmalı ve eğitimi kuramsal ve uygulamalı düzeye mutlaka yükseltilmelidir.

- “Disiplin meslek ve etkinlik alanlarının hepsinin “Sosyal Hizmet” terimi ile belirlenmesi kavram kargaşasına yol açmakta ve bu kargaşa mesleğin kimlik kazanmasını engelleyici öğelerden biri olmaktadır. Bu sorun evrensel uygulamaya paralel bilimsel bir yaklaşımla çözülmelidir.

- “Sosyal refah Hizmetleri konusunda Devlet Planlama Teşkilatının öngördüğü tedbirlerin hiçbirini almamış olan merkezi bürokrasi bu tedbirler yönünde eyleme geçmelidir.

- “Meslek elemanlarının ilgili hizmet programlarında görev almaları sağlanmalıdır. Örnek olarak Köyİşleri Bakanlığı Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı Halk Eğitimi ve Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlar meslek elemanlarının doğal görev alması gereken yerler arasında sayılabilir.” olduğu belirtilmiştir.

Derginin zamanın hükumetlerine muhalefet ederek çıkan ilk meslek dergisi olduğu söylenebilir. Açık muhalif kimlikli ilk sosyal hizmet dergisi!

Dernek yönetim kurulu derginin amacını açıklayan “Neden Sorun” adlı yazısı tavrını ve duruşunu açıklayan net bir açıklamadır.

“Halkımıza duyurmak için çıkarttık Sorun’u. Neyi mi duyuracağız? Bu ülkenin insanına hizmet etmeyi amaçlamış 320 Sosyal Hizmet Mütehassısının öyküsünü duyuracağız. Kişisel çıkarları için bizleri halkımız için çalışmaya hasret bırakmış kişileri ve düzeni tanıtacağız halkımıza. Nasıl ki yoksulluk bir alın yazısı değilse, ülkemizde görev alanımız içine giren bizim insanlarımızın da kaderlerinin değişmesinde onlarla olacağız bu uğraşıda... Ülkemizin yoksul insanına, sakatına, ihtiyarına, kimsesiz çocuğuna hizmet etmeyi amaçladık mesleğimizi seçerken. Hepimiz ama hepimiz and içtik bunun için daha ilk günde. O yoksulun, o sakatın, o yaşlının, o kimsesiz çocuğun derdini yüreğimizde ve aklımızda duyduk hep. Ama SORUN burada işte. Bizi bırakmadılar, bırakmıyorlar.   ”

Çınar Batu, Güven Etkin, Ferit Berk, Şener Koçyıldırım, Dr. Birsen Gökçe ve Aydın Özgen dergiye yazı yazmıştır.

Dergide; “Genç Yaşta Aramızdan Ayrılan Meslektaşlarımız”, “Çıkarken”, “Neden Sorun”, “Sosyal Hizmet Uzmanlarının Sorunları Üzerine Düşünceler”, Sosyal Refah Politikası Öneri ve İçeriği (1)”, “Modeli Oluşturulamamış Bir Meslek; Sosyal Hizmet”, “Sosyal Hizmetler Akademisi Sorunu”, “Gecekondu Gençliği ve Toplum Merkezi” ve “Genel Olarak Az Gelişmiş Ülkelerde-Özel Olarak da Sosyal Hizmetler Akademisi’nde Eğitim” gibi yazılara yer verilmiştir.


Sorun dergisi,  toplumsal muhalefetin ayrılmaz bir parçası olduğunu çıkış yazısında açık ve net olarak ifade etmiştir. Dergi, muhalif olmasının yanında, içinde yer aldıkları mesleğin belirli bir modelinin olmamasına da eleştiriler getirmiştir. Sosyal Hizmetler Akademisi Öğretim Üyesi Ferit Berk’in “Modeli Oluşturulamamış Meslek: Sosyal Hizmet” yazısında, mesleğin eğitim bölümünde yer alan bir akademisyenin içerden bakışını yansıtmıştır. Yazıda; “Sosyal Hizmet yahut Sosyal Hizmet mesleğinin uygulamasını gerek dıştan gören gözlemciler ve gerekse mesleği bizzat uygulayanlar, meslek hakkında endişe ve umutsuzluk belirtiyorlar. Mesleğin görünümü, sanki yanlış dereceli bir gözlüğün verdiği görüntü gibi bulanık, sis içerisinde, en temel hatları bile belirsiz ve birazda baş ağrısı verici bir durumdadır... Hiçbir meslek, diğer mesleklerin emrinde ya da sadece gönüllü olarak yürütülemez. Eğer bu yolla yapılan iş ve faaliyetler varsa bunlar da bir meslek olmaktan uzaktırlar. Her meslek genelde bir amaçla doğar, kendi disiplini ile kendi kurum, örgüt ve politikası içerisinde programlarını gerçekleştirmeye çalışır. Özdeyişle, kendi politikası ve uygulaması vardır. Sosyal Hizmet ya da sosyal çalışma mesleği ülkemizde henüz kendine özgü bir politika ve uygulamalarına başvurmuş değildir. Meslek, başlangıcından beri, adı da dahil olmak üzere, her yönüyle tutarlı ve etkili bir modele oturulmamıştır. İşte çıkmazlarımızın temel nedeni budur...Ülkemizde henüz Sosyal Hizmet ya da Sosyal Çalışma mesleğinin modeli oluşturulamadığı için meslek önemli çıkmazlar içerisindedir. Bu bakımdan, mesleğin ülkenin ve çağın gerçekleri ile halkın sorunları doğrultusunda tutarlı ve etkili bir modele oturtulması gereklidir.”

Ayrıca dergide yer alan diğer yazılarda Akademinin bir üniversiteye bağlanması ya da H.Ü. Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümü ile birleşme fikrini de ortaya koymuştur.

Sosyal Hizmet Akademisinin 1967-1968 yılı ve daha sonraki yıllarda da çıkardığı “Rehber” kitapçığında, “Sosyal Hizmetler Akademisi (Akademi Türkiye’de ilk ve tek olan Sosyal Hizmet Eğitimi yapan bir yüksek eğitim kurumudur) 1961 yılında, Sağlık ve Sosyal Bakanlığı tarafından ve Birleşmiş Milletler teknik yardımıyla kurulmuş” olduğu ifade edilmiştir. Sosyal Hizmetler Akademisinin kuruluşunu gözardı etmemek gerekir. Akademinin meslek konusunda ısrarlı tutuculuğuna ve ona itiraz edenlerin “kavga”sına bir de bu açıdan bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Sosyal Hizmetler Mütehassısları Derneği adına derginin sahipliğini yapan Taner Arnaz ile Mesul Müdürlüğünü yapan Güven Etkin (daha önce kurulmuş olan Türkiye Sosyal Hizmet ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulunda görev almıştır.) artık aramızda olmadıklarından dolayı, derginin yayınlanma nedeni, yayınlanma sırasında karşılaşılan siyasal ve ekonomik güçlükler ve derginin yayınına neden devam edemediği konusundaki düşüncelerini alma imkânımız bulunmamaktadır. Gönül isterdi ki, yukarıda sormayı düşündüğümüz sorular veya varsa başka gelişmeleri bilme olanağımız bulunsaydı. Bütün bunların yazılması, gelecek kuşaklara aktarılması mesleğimizin tarihinin bilinmesini ve daha objektif katkı yapmasına katkı yapması sağlanacaktı. Geldiğimiz noktada bu değerlendirmeyi derginin içindeki yazılara bakarak yapma olanağımızdan başka verimiz bulunmamaktadır.

Derginin gerek toplumsal gerek meslek düzeyinde sorunlara doğru yaklaşımına karşın yayın yaşamı çok kısa olmuştur. Dergi kimilerine göre bir sayı kimilerine göre de üç sayı çıkmış olmasına karşın yayın sürekliliğinin olmaması mesleki açıdan şansızlık olarak değerlendirilmelidir. Günümüzde sosyal hizmet dergileri arasında “Sosyal Hizmetlerde SORUN” dergisini hatırlayan insan sayısı, ne üzücüdür ki, iki elin parmak sayısını geçmemektedir.

 
 
 
 



Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

  sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.