|
|
|
|
SOKAKTA YAŞAYAN VE SOKAKTA ÇALIŞAN
ÇOCUKLAR SORUNU |
Ne yazık ki; masumiyetini yitirmeye başlayan çocukluk; iyi niyetli olmayan ve dünyayı talan eden küresel lortların yeni dünya düzeninde, yaşam koşulları tarafından ıskartaya çıkarılmak bir yana anlamsızca yok edilebiliyor da… Sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklar benzer toplumsal nedenlerden beslenseler de iki farklı sorun kategorisi; bu soruna konu olan çocuklar genel olarak alt sosyo-ekonomik toplumsal kesimden ve iletişim örüntüleri bozuk aile ortamlarından gelmektedirler. Çocuk, güç koşullarla içice bir çocukluk dönemi geçirdiğinde sokak çocukluğuna yatkın bir kişilik yapısı geliştirebildiği gibi sokakta da çalışabiliyor. Temeldeki hata; çocuğun bir özne olarak çocukluk döneminin gerektirdiği özgüllükte yetişememesi ve çocukluk dönemi gereksinimlerinin doyurucu bir şekilde karşılanamamasıyla ilintilidir.
Kuşkusuz yaşam
koşullarına bağlı olmanın yanında kimi çocukların yetişme tarzlarına bağlı
bireysel özellikleri de bu tür bir yaşantıya sempati duymalarına neden
olabilmektedir. Yine, toplumsal koşulların adaletsizliği ve eşitsizliğin
derinliği ise bu olumsuz sosyal sürecin tetikleyicisi olarak baştaki
belirleyiciler arasında her dönem yerini korumaktadır. Bu toplumsal sorunsal, sosyolojik anlamda “kuşak”larla ilgisi kurularak kritik edilebilecekse üçüncü kuşak içerisine ancak oturtabiliyoruz. Türkiye için 1980 sonrasının ekonomi politiğinin toplumsal doğasını bu duruma örnek verebiliriz. 1980 sonrası ve 1990 yılları sonrasında ortaya çıkan sorunlar büyük oranda bu kuşağın şekillenmesinde etkili oldu. Toplumsal adaletin; eşitsiz koşulların gölgesinde kaldığı, yoksulluğun kırılamaz bir kısır döngü haline geldiği yapılar; sosyal sapma sergileyen sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocukların sayısında da bir artışa neden olmaktadır.
Çeşitli
ekonomik-politik-sosyal unsurlara bağlı olarak yaşanan göç ve ertesinde
sosyal ve ekonomik uyum sorunlarının devletin sosyal refah kuruluşlarının
olanakları kullanılarak aşılamaması ise bu toplumsal sorunun etki sahasının
büyümesinin önemli bir gerekçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan
kırsal çocuk emeğinin kullanımının boyutlarını da “çalışan çocuklar”
sorununu gündeme taşırken hatırda tutmanın etik bir yanı bulunduğunu da göz
ardı etmemek gerek.
Nadir de olsa kimi tiner bağımlısı sokak çocuklarının
cinayetlerini anımsadığımızda yüzümüze değen soğukluğun anlamını daha bir
kavramış oluruz. Dolayısıyla toplum sağlığını bozan bu sosyal sapmanın seyri
vardığı yerler açısından ciddi bir şekilde düşünmeye itiyor insanı. |
Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve
Künye |