Historik :
Otizm Dünyada ilk defa Itard FIT tarafɩndan 1800 Yɩlɩnda
teşhis edilmiş ve akabinda 1905 yɩlɩnda Maria MONTESSORI
bu patolojik vaka üzerinde incelemelerde bulunmuştur.
Otizmin aydɩnlɩğa kavuşmasɩ çalɩşmalarɩna Eugene BLEULER
1911 yɩlɩnda yeni bir inceleme metodunu geliştirmiş ve Leo
KANNER 1943 yɩlɩnda Otizm vakasɩnɩ detaylarɩ ile gün
yüzüne çɩkararak olayɩn aydɩnlatɩlmasɩ hususunda ciddi bir
çalɩşma sergilemiştir. Otizmin gün ɩşɩğɩna detaylarɩ ile
çɩkarɩlmasɩnda rol oynayan bir diğer araştɩrmacɩ ise Hans
ASPERGER’dir, 1944 yɩlɩnda Asperger Otizm sendromunu diğer
yönleri ile inceleme alanɩna alarak sendromun teşhisinde
ve bazɩ önlemlerin alɩnmasɩ çalɩşmalarɩnda büyük rollerde
bulunmuştur.
Otizmin tanɩmɩ :
Otizm insan kişiliği üzerinde ve posturural yapɩsɩndan
izole eden, Sosyal ve Psikolojik konjonktüründeki iletişim
tarzɩndan soyut, içine kapanɩk, krizler ile korku ve panik
atmosferi ile kendisini ifade eden ve bu anlamda gelişim
konseptinden koparan Psikolojik ve Nörolojik bir sendrom
türüdür.
Otizmi belirginleştiren etmenler :
Kişideki psiko-motor olgusunun frenlenmiş olmasɩ, iletişim
kapasitesinden kopuk, grup entegrasyonu dahil, ortama
adapta olamama sorunu, yönerge kapasitesinden kopuk olup
realite ile tamamen ilişkisini kesen kişilerde mevcuttur.
Otist olan kişi entellektüel birimince negatif, sosyal
kompozisyonunda tipik izolasyonu yaşayan, psikolojik
konjonktüründe Korku ve paniğe çabuk kapɩlan, nörolojik
bazɩnda sinir krizlerine çabuk tekabül olup psikolojik
konseptinde Panik ve Attak pozisyonlarɩna tekabül ile
kendisini ifade terapik bir sendrom etmeni olarak anlam
ifade eder.
Otizm patolojisinin başlɩca sebepleri :
Nöron konsepti ile sɩfat gören insan anatomisi Fizyolojik
ve Psikolojik bir birikim ile birbirini tamamlayan bir
atmosferden oluştuğu bilinmekte’dir. Bu etmenler aynɩ
zamanda insandaki Sensori-motor ve Perseptif dengeleri
sağlamakla yükümlü bulunan organlardan oluşur. Nitekim
Broka ve Vernike hava kesecikleri ile iki yarɩm küre
olarak bilinen kɩsɩmlarda bulunan hemisferler, Moel
epiniyer şeridi, Loblar (Temporal, Oksipital, Pariyetal,
Frontal) ve Korteks motor ile Gyrus anguler segmanlarɩnɩn
insandaki Psiko-Fizyolojik ve anatomik izahatlarɩnɩ
belirleyen katmanlarɩnɩ oluşturmaktadɩr’lar. Birbirlerini
tamamlayan kafatasɩ atmosferlerindeki bu katmanlar aynɩ
zamanda insan kişiliğindeki denge hassasiyetlerinin bir
teminatɩ olarak’da bilinmektedir, aksi durumlarda insan
kendi kişilik yapɩsɩnda fizyolojik bir engel ile Nöro-Psikolojik
bir dengesizlikle istihdam olma tehlikesini yaşar. Bebeğin
daha henüz doğuşuntan önce malenformasyon denilen olayda
hormonal (Testoteron) bir bozukluğun anne üterüsü içinde
Oksitosin patolojisinin taşɩmasɩna sebebiyet teşkil edip
doğacak olan bebeği etkisi altɩnda alma olayɩ ile başlayan
ve bu anlamda çocuğun nöronlarɩnɩ olumsuz yönden etkisi
altɩna alarak kendisinin sensorimotor, vizyon dahil, baş
dönmesi trublu ile Karɩn ve Diş ağrɩsɩ gibi bir çok
semptomun çocuk üzerinde oluşmasɩna sebebiyet vermesi ile
meydana gelen psikopatolojik ve nörolojik bir vaka olarak
bilinir.
Otizm insanlara Tekabülü :
1) Genetik,
2) Biyojenetik etmenler’dir.
Genetik tekabül’de Aile bireylerin hücrelerinden kaynaklɩ patolojinin çocuğa
direkt olarak geçmesi ve kendisini bu anlamda etki altɩna almasɩndan
ibarettir,
Biyojenetik vaka ise çocuğa kromozomik bir tabir ile bulaşan bir
patoloji’den ibarettir.
Biyojenetik pozisyondan çocuğa bulaşan Otizm sendromda X kromozomun % 10
seviyesinde bir dejenerasyona tekabül olduğu söz konusudur. Bu olguda otist
üzerinde %3-4 civarɩnda skleroz tuberoz tipi bir patojen, %30-40 seviyesinde
ret sendromu patojeni ile tamamen kromozomik bir anomali seklinde bulaşɩr.
Bu olgulardan’da anlaşɩldɩğɩ gibi Otist kiside Epilepsi vakasɩnɩn
özellikleri ile aphazik patolojisinin etmenlerinin %30 ile %40 civarɩnda bir
seviyede gösterdiği görülmekte’dir. Farklɩ patolojik etmenleri arasɩnda
Moebien sendromu belirtileri, Nörofibromotos etmenleri, Phenylcetonurie ve
Rubeol conjenital etmenlerinden oluşan patoplojik etmenler ile normal
spesifik kromozom belirtileri mevcuttur.
Otizmin evreleri :
0-6 Aylɩk iken : Psikomotor ve tonus olgusundaki anormallik, gelişigüzel
hareketler,
6 - 12 Aylɩk : Jest ve Mimmiklerindeki anormallikler, kişiler ile göz temasɩ
ve korporel açɩdan yaklaşɩm patolojisi,
1 - 2 Yaşlarɩ : Îletişim - Davranɩş ve diğer kaynaşmalarɩndaki
belirginsizlikler, konuşma telafüzlerindeki patolojik vakalarɩ,
2 - 4 Yaşlarɩ : Hypotonik karakter, pasif yaklaşɩm, konuşma bozukluğu, soyut
yaklaşɩm ve izolasyon ile kendisini yabancɩ gördügü kişilerden saklama
vakalarɩ,
4 Yaş ve üzeri : Hiç bir sosyal karakteri üzerinde taşɩma duygusunu
yaşamayan, çevresi ile ilişkilerde izolasyonu yaşayan, reaktif kompozisyona
sahip olmayan ve içine kapanɩk bir imaj sergileyen vakalar.
OTÎZMÎN PSÎKOLOJÎK – SOYAL ÎLETÎŞÎM BELÎRTÎLERÎ
0 – 6 AYLIK : PSÎKOMOTOR - ÎLETÎŞÎM: KARAKTERÎSTÎK
.Hipotonik, gelişigüzel motris ve tonus yapɩlanma, . Sakin bir bebek
görünümü ,
.Seslere yönelik ilgisizlik, anormal bakɩşlar… . Uyku ve yemek anormallɩğɩ
PSÎKOLOJÎK VE SOSYAL KARAKTERÎ :
. Kendisine yönelik ilgide kapanɩklɩk, göz temasɩ zayɩflɩğɩ
6 – 12 AYLIK : PSÎKOMOTOR - ÎLETÎŞÎM
. Gelişigüzel nesnel birikim,
. Psikomotor bazɩnda hafif kɩpɩrdanmalar, .El ve parmaklarɩ ile oynamalar,
. Jest ve hareketlerinde anormallikler, . Göz temasɩ anormallɩğɩ,
. Hipo veya hipertonik belirtiler… . Hipo veya hipertonik etmenler,
PSÎKOLOJÎK VE SOSYAL KARAKTERÎ :
. Dikkat bozukluğu, insanlarɩ ilgi alanɩna almaz,
. Oyun ve aktivitel ilgisizliği,
. Telafüz ve vokal bozukluklarɩ…
1 – 2 YILLIK : PSÎKOMOTOR – ÎLETÎŞÎM :
. Însanlar ile iletişiminde hoşlanmaz, içine kapanɩk , . Stereotipik
hareketler,
. Dikkatlerini Müzik ve ɩşɩğa yöneltir, . Îstemlerini yansɩtmakta zorlanɩr,
. Mental zayɩflɩğɩ .Başkalarɩnɩ anlama spekülasyonu
PSÎKLOJÎK VE SOSYAL ÎLETÎŞÎM :
. Konuşma spekülasyonu içinde’dir.
2 – 4 YILLIK : PSÎKOMOTOR - ÎLETÎŞÎM:
. Nesneye yönelik agressif olgular,
. Înce motor bazlɩ kɩpɩrdanmalar, . Reaktif hareketler, hazɩmsɩzlɩk,
. Dil – konuşma, jestüel birikim zayɩflɩğɩ, . Elleri ile başɩnɩ tutma,
kemirme,
. Göz temasɩ bozukluğu, . Yapɩlanma ve anlamalarda sorunlu,
. Sembolik, imajinatif, aktif olgu zayɩflɩğɩ, . Ani bağɩrmalar,
çɩğɩrtkanlɩklar,
. Însanlarɩ anlamakta ve tepki vermede zayɩflɩk. . Uyumsuzluk ve krizler…..
4 YIL VE ÜZERÎ : PSÎKOMOTOR – ÎLETÎŞÎM :
. Limit boyutlu telafüz, jestüel zayɩflɩk, . Ses ve ɩşɩklɩ nesnelere ilgi
duyar,
. Yüksek seslerden irkilme, hoşlanmama, . Aynɩ sözcüğü sürekli tekrar eder,
. Elindeki objeyi aynɩ uslüple çevirir, oynar , . Temastan hoşlanmaz,
. Objektal yetmezlikler, . Sudan korkar,
. Gelişigüzel hareketler… . Hafɩzaya aldɩğɩ olgularɩ sürekli tekrarlar
PSÎKOLOJÎK VE SOSYAL ÎLETÎŞÎM :
. Însanlarɩn yanɩna yaklaşmaktan çekinir,
. Korku, panik olayɩna çabuk kapɩlɩr,
. Gruba entegre olamama ve insanlardan kaçɩş sorununu yaşar,
. Entegrasyon sorunu, v.s…
Otist kişilerde belirgin olan bazɩ özellikler :
Otist olan kişilerde olguyu hissetme kapasitesi oldukça düşük bir birikimi
arz eder, örneğin sɩcak olan bir suya elini dokundurduğunda sɩcak suyun
sɩcaklɩk derecesini hissetmekte güçlük çeker, aynɩ şekilde soğuk etmende
kendisi için hissedilmez bir olgu niteliğini taşɩr. Otist hissetme olayɩnɩ
bir müddet sonra ancak hisseder ve bu etmen olay olduktan sonra kendisi için
bir uyarɩcɩ olma özelliğini taşɩr. Bu olaydanda anlaşɩldɩğɩ üzere Otist tüm
fizyolojik hareketlerinde reaktif bir olguyu üzerinde taşɩmakta güçlük
çektiği gibi uyarɩcɩ olma olgusu’da kendisi için sönme olayɩ ile kendisini
ifade eden bir kişiliğe sahiptir.
Otist olan kişide biyoşimik elementin kendi kafatasɩ organɩ içerisindeki
substans kantite fazlalɩğɩ sebebiyle kendi beyin gücünü olumsuz yönden
etkilediğini ve bu anlamda kendisi açɩsɩndan anormal bir olgu teşkil
ettiğini söylemek mümkündür. Otist olan kişilerdeki sinir hücrelerin normal
bir fonksiyonda bulunamamasɩ ve bu nedenden ötürü’de gösterdikleri randɩman
zayɩflɩğɩ sebebiyle bir aksiyon zayɩflɩlɩklarɩ görülür, bu olgudan
kaynaklanan sinir sistemi periferiğinin (S.N.P) kɩsmen fonksiyondan düşmüş
olmasɩ sebebiyle otist olan kişi dönüşümünü sağlamak için substans şimikten
oluşan Nöroleptik ilaçlar bazɩ aralɩklar kullanɩlma durumlarɩ yaşanmaktadɩr.
Sinir hücrelerine süplemen bir aksiyon kazandɩran bu öğenin otistin aktif
olma şansɩnɩ nispeten nötralize etmekle yükümlü bir fonksiyonu sergilemesine
rağmen uzun süre ile kullanɩlmasɩ tavsiye edilmemekte’dir.
Otist kişide diğer bazɩ etmenler :
. Otizm kendi belirginliğini daha henüz insan üç yaşɩnda iken kendisini
belirtir,
. Otist kişiler insanlar ile olan sosyal iletişim mekanizmasɩnca üstünkörü
bir pozisyon sergiler’ler,
. Otist kişiler konuşma- telafüz performasyonlarɩna sahip olmakta sorun
yaşayan kişilikler’dir,
. Otist kişilerin yerlerinden kɩpɩrdanmalarɩ ve fizyolojik bir aktiviteye
teşvik edilmeleri oldukça zordur,
. Otist kişiler hallusinatif vakalara tabi olmayan ve delir sorunlarɩ
bulunmayan kişilikler olmalarɩna rağmen iletişim kompozisyonlarɩnca sorunlu
bulunan kişilikler’dir,
. Otist kişiler Hipotonik ve pasif bir karaktere sahiptirler.
Nörobiyolojik açɩdan Otizm :
. Nispi düzeyde işitme engelli olan Otistler Epileptik bir patojen ile
tanɩnmaktadɩr’lar, uyku sorunlarɩ, veya uykudan sɩkça uyanan bir özelliğe
sahip olan otistlerin bu etmenin kendilerinde belirgin olmalarɩndaki
sebeplerin başɩnda kendi Periferik sinir sistemlerindeki bozukluk
gelmekte’dir.
. Hafɩza ve bellek yapɩlarɩnca otistler oldukça önemli bir sorun
yaşamaktadɩrlar, olgularɩ sezmek, algɩlamak, hafizaya almak gibisinde
kapasiteleri istenilen normalara uygun bulunmamakta’dɩr.
Bütün bu patolojik etmenin kendilerinde belirgin olmasɩndaki
sebep ise otist kişilerdeki servikal korteksin içinde bulunan Purkinje
hücrelerin yeterli düzeyde bulunmamalarɩndan kaynaklanmakta’dɩr.
. Kromozomik bir patoloji taşɩyan otist kişiler bu olguya paralel olarak
Limbik anomalitenin bulunmasɩ bir başka anlamda rol oynamakta’dɩr. Otist
olan kişilerde olan metabolizmal hormon anormallikleri yanɩnda, kan
hücrelerindeki seretonin zayɩflɩğɩndan’da kaynaklandɩğɩ belirtilmek
mümkündür.
Bilindiği gibi bu nöronlar sistematik olarak insanɩn sensorimotor
mekanizmasɩna bağlɩ bir şekilde işlev sağlamaktadɩrlar. Diğer bir tabir ile
otist kişilerdeki dopaminerjik sistemin anormal bir fonksiyon içinde
bulunduğu tespiti bulunmaktadɩr‘ki bu sistem otist kişilerde immonolojik bir
anormallɩğɩn bir yansɩmasɩ olarak tespit görmekte‘dir.
OTÎZM SENDROMUNDA OLAGELEN DAVRANIŞLAR :
Otizm insan Beyin atmosferinde olagelen patolojik bir etmenin olup kendisini
Landau ile Klefner sendromu yanɩnda, Rett ve Asperger sendromlarɩn kendisini
ipotek altɩna almalarɩ dikkat çekicidir. Nöropsikolojik bir sendrom olduğunu
belirterek Otist kişideki hücresel plandaki X kromozomunun tam anlamɩ ile
fonksiyon teşkil etmediğin’den kaynaklandɩğɩnɩ, nitekim Otist kişinin bu
patolojik etmenden ötürü konuşma dahil, korporel birikim zayɩflɩğɩ ile
sosyal ve toplumsal iletişim patolojileri sɩkça görülen diğer bazɩ
özellikleri arasɩnda’dɩr.
Otizm semptomunu kişi üzerinde daha henüz ikibuçuk-üç yaşɩn’dan itibaren
belirgin bir olgu olarak kendisini gösterebildiği kanɩtlanmɩştɩr.
Otist olan kişinin özelliklerini periyodik olarak şu şekilde özetlemek
mümkün’dür :
AY - YIL DAVRANIŞLARI
0-6 Aylarɩ : Psikomotor yapɩsɩnda normal, hal Ancak davranɩş bozukluluklarɩn
belirtisi mevcut, uyku ve yemek yeme ile Jest ve Mimmiklerindeki sorunu
yanɩnda, Hazɩmsɩzlɩğɩ’da mevcuttur,
6- 12 Aylarɩ : Psiko-Motor kapasitesinde tɩkanɩklɩklar ve Nesnel birikim
zayɩflɩğɩ, Hipertonik hareketler, jestuel yetmezlik ve ilgisizlik,
1- 2 Yaşlarɩ : Psiko-Motor olgusunda frenlenme ve Gelişigüzel hareketler
Konuşma yapɩsɩnda sorunlar başlar,
2- 4 Yaşlarɩ : Sosyal planda bir gerilim, vurdumduymaz, Nesneye karşɩ
hiddetli bir Reaksiyon ve aksiyonel ve anormallikler ile konuşma sorununu
yaşar,
4 Yaşve sonrasɩ : Îzolasyon, Asosyal karakter, Îletişim sorunu ve
Entegrasyon sorunu, grup adaptasyon ve motive olmakta zorlanmalar…
SENSORÎYEL ETMENLERÎ : ÎLETÎŞÎM MEKANÎZMASI :
Refleks ve reaksoyonlarɩ : Başkasɩ ile iletişime bulunmaktan sakɩnɩr,
Grup içine girmekten sakɩnɩr,
Hava, iklim değişiminden rahatsɩz olur,
Suya temastan kaçɩnɩr,
Saç kesmesi, elbise değiştirmesini istemez,
Bazɩ yemekleri yemez, yerinin değişiminden rahatsɩz olur
Özellikleri : Korporel birikiminde ağɩr ve hazɩmsɩz davranɩr,
Söylenenlerin tekrarɩndan hoşlanɩr,
Yanɩndaki nesne ve insana dokunmayɩ sever,
Parmaklarini ve nesneyi ağzɩna dalaşmayɩ sever
Duyma özellikleri : Olasɩ hiddetlere karşɩ kulaklarɩnɩ kapatɩr,
Seslenişleri hafiza ve belleğe alɩr, cevap vermez,
Çok gürültülü durumlardan korkar,
Yüksek sesli konuşmalarɩ sevmez
Reaksiyonlarɩ : Sakin sesli olmasɩna rağmen bazɩ durumlarda
hiddetle ses çkarɩr,
Ses çɩkaran nesneleri sever,
Tekrar edilen yüksek sesleri sever, ilgi duyar,
Cisimlere vurmaktan ve saldɩrmaktan hoşlanɩr
Kulaklarɩnɩ sesli yöne doğru yöneltir
Kendisi ile ilgilenmekten hoşlanmaz,
Oturmaktan hoşlanmaz
Görme ve His kompozisyonu : Aynaya bakmaktan çekinir,
Fazla ɩşɩğa karşɩ elleri ile gözlerini kapatɩr,
Kokuyu sevmez, mutfak kokusundan çekinir,
Bazɩ yiyecekleri koku nedeni ile yemez,
Koku birimi hariç yemek farkɩ gözetmez,
Yemek esnasɩnda kaşɩk ve çatalɩ ağzɩna dalaştɩrɩr,
Insan ve Hayvanlara dokunmayɩ sever,
Parmaklarɩnɩ ağɩz ve burun kanalɩna çokça dalar,
Tanɩdɩğɩ cisim ve kişilere ilgi duyar.
OTÎST ÎNSANA YAKLAŞIM TEKNÎĞÎ :
Otist kişiye atfen iletişimde bulunan kişinin
bir bilirkişi olmasɩnɩn altɩnɩ çizerken, Otist kişinin sosyal bir varlɩk
olmasɩnɩ sağlayacak zemin ve koşullarɩn saglanmasɩ çok büyük bir öneme sahip
olduğu belirtmek gerekir. Bu anlamda, teknik ve jestüel açɩdan kontrol
altɩna alɩnan Otist beraberinde kendi psiko-motor gücünü’de kullanarak
oto-kontrol pozisyonunu sağlamɩş sayɩlɩr.
Bu anlamda, Teknik bir uygulama neticesinde Otist ilgi alanɩnɩ aksiyon
birikimine odaklaştɩrɩp koordinasyon bazɩnda kazanɩm kompozisyonu içine
girmiş olur. Konuşma aritmetiğindeki terapik etmenin’de olumlu bir gelişme
sergileyeceği bu pozisyon aynɩ zamanda Otist kişiye önemli refleksler ve
jestler sağlar .
Îşitme- Algɩlama ve mesaj birikimlerinde nispeten uyumlu, sensoriyel bazɩnda
kompleksif bir olgu sergileyen Otist kişinin Hipersensibl bir karakter
içinde bulunduğu’da unutulmamalɩ‘dɩr. Hipertonik bir uslüp ile tanɩnan Otist
kişinin yeri gelince hypotonik etmenlere tekabül olduğu görülebilmekte‘dir.
Bütün bu etmenlerin Otist kişinin topluma kazandɩrɩlmayacağɩ hükmünü
belirtmez, sağlɩklɩ bir iletişim ve usta bir öğrenim sayesinde Otist
kişilerin grup entegrasyonu dahil, sosyal karakter kazanmalarɩ ve Motive
edilmeleri mümkündür.
OTÎZM TRUBLUNDAKÎ DÎYAGNOSTÎK - BAZI ALTERNATÎFLER :
Bumetamide, Melatonine, Risperidone, Ristaline, Paracematol, Ibuprofene
Otizm trublunun kişi üzerinde hafiflenmesi için kayda geçen belli başlɩ bazɩ
nöroleptik ilaçlarɩ olup, otist kişiye yönelik bazɩ durumlarda kullanɩlan
Nöroleptik, trankilizan ilaçlardɩr. Ancak bu tür ilaçlarɩn otizm sendromunun
tamamen ortadan kaldɩrɩlmasɩ hususunda hiç bir kanɩtlarɩ bulunmamakla
birlikte çoğu durumlarda kullanɩlmalarɩ’da tavsiye edilmemekte’dir. Nitekim,
son zamanlarda Tɩbbɩ arenada geliştirilmiş bulunan Koku sprayin kullanɩm
denemelerinin halen devam etmekte bulunduğunu belirtmek gerekir. Bu anlamda,
denilebilirki, Otizmin elimine edilmesinin en büyük alternatifinin
Özel-Spesifik bir Eğitim ve Öğretim ile Rehabiliteden ibaret olduğunu,
nitekim otist kişi ile iletişim mekanizmasɩ sağlanarak, imaj birikimleri,
müzikterapi dahil, kendisi ile koordinasyon bağɩ sağlayarak motive etmek
mümkün olduğu gibi, sosyal ve toplumsal yaşam becerileri yanɩnda Dil ve
konuşma alternatiflerinin geliştirilmesinin mümkün olmasɩ sağlanabilir. Bu
olgulara tekabül olan otist kişi rehabilite edildiği Üç yaşɩ varsayɩmɩndan
itibaren girecekli olduğu yedi yaşɩnda olumlu bir performansɩn sağlanmasɩ
beklenmeli’dir, aksi takdirde sendromun diğer bazɩ özelliklerine dikkat
çekip otist’e özgü yeni test ve diğer tespitlerin Psikolog, Norolojik
doğrultusunda gerizon alternatifleri üzerinde çalɩşmalarɩn yapɩlmasɩ
zarüridir.
Netice olarak :
Otizm iki biçim ile kendisini ifade eder, bunlar Genetik ve Biyogenetik
olarak bilinen vaka oluşumlarɩ olup, bebeğin daha henüz doğumundan önce anne
üterüsü içinde kendisine tekabül olunan testoteren hormonunun kendisine özgü
olan nöronlarɩ baskɩ altɩna alarak kendisine yönelik bulaşan ve bu anlamda
kendisinin Sensorimotor, Algɩ sistemi, Dil ve Konuşma bazlarɩ dahil, diğer
bütün sosyal yönlerini olumsuz yönde etkisi altɩna almasɩ ile biçimlenen
psikopatolojik ve nörolojik bir vaka olarak ifade görür. Otizm vakasɩnɩ
üzerinde taşɩyan kişilerde ilk yaşlarɩnda entellektüel yapɩlarɩnɩn gelişim
göstermeleri sorunlu olmasɩna rağmen sistematik bir eğitim ve öğretim
sayesinde ileriki yaşlarɩnda gelişme gösterebileceklerine dikkat çekmek
gerekir.
Mentalitel bir sendrom türü olarak’da tanɩm gören otizm vakasɩ psiko-motor,
sensoriyel bazlarɩnda patolojik bir imaj sergilemekte’dir, bu anlamda
kişideki tüm sosyal kompozisyon kromozomik ve biyojenetik bir anomaliteden
ötürü gelişim sağlayamamakta’dɩr.
Karakteristik özellikleri arasɩnda Otist kişiler’de hipertonik ve bazɩ
durumlar’da ise hypotonik bir karakter görülebilmekte’dir, bu anlamda, otist
kişilerin realite ile hiç bir bağlantɩlarɩ bulunmamakta’dɩr.
Sterotipik bir karakter’de sergileyen otizm sendromunun otist kişinin
konuşma prosedürünü olumsuz yönden etkilediği görülmekte’dir. Bu anlamda,
Otist kişiler sosyal kontaklar’dan hoşlanmayan ve çoğu durumlar’da ise kendi
posturlarɩna çekilip izole kalmayɩ tercih eden kişilikler olup realite ile
hiçbir bağlantɩlarɩ bulunmamakta’dɩr.
Yaşama dönüşüm sağlamalarɩ hususunda Otizm sendromu farkedildiği andan
itibaren ve zaman aşɩmɩna uğratɩlmaksɩzɩn rehabilite edinmeyi gerektiren, ve
kesinlikle uzman bir ekip kontrolünde özverili bir Eğitim - Öğretim ve
Rehabilite çalɩşmasɩnɩ gerektiren bir sendrom olduğunun altɩnɩ çizerken, bu
yöntemin günümüz koşullarɩnda yapɩlagelen tek tedavi altenatifinin
bulunduğunu, nitekim bu yöntemin otizm sendromunu minimize etmede olumlu
randɩmanlar verdiğini’de belirtmek gerekir.
Otizmin elimine edilmesi için gelecek açɩsɩndan yeni Psiko-teknik ve
psikoterapi alternatifler üzerinde çalɩşmalarɩn halen devam etmekte olduğunu
söylemek mümkündür.
|