A. ŞEKER: Kanserin insanlık tarihi boyunca
insan sağlığını ciddi biçimde etkileyen hastalıklar arasında gösterildiği
bilinmektedir. Sağlıkla ilgili meslek çevreleri kanserin “biyolojik,
psikolojik ve sosyal unsurlar” yönü ağır basan bir hastalık türü olduğu
konusunda hemfikir olmalarının yanında tıp teknolojisindeki müthiş
gelişmelere rağmen henüz daha kanseri tamamen ortadan kaldırmaya yönelik
yeterli çalışmaların kaydedilmemiş olduğunu görüyoruz.
Kanserin tanımından başlayalım isterseniz. Kanserin insan için anlamı ne?
Kanser neden ciddi bir hastalık, neden korkunç bir hastalık olarak kabul
edilmektir?
E. BEKAR: Kanser genel anlamıyla; hücrelerimizin kontrolünü kaybedip aşırı
çoğalması, bir kitle oluşturması, çevreye yayılması ve damarlara girerek
uzak organlara da yayılması ile kendini gösteren ölümcül bir hastalıktır. Bu
nedenle kanserin ne kadar korkunç bir hastalık olduğunun da bilinmesi
gerekir. Bunu biliyor görünmek ile bilmek arasında ise çok fark vardır.
Dolayısıyla kanserin tehlikesini en iyi bilenler ancak ve ancak kanser
hastalarıdır.
Kanserin korkunç bir hastalık olarak kabul görmesinin altında şu nedenler
sıralanabilir. Kanser erken dönemde pek belirti vermeden insanı sinsice
yakalar. Öyle ki;
• Tanı koyana kadar hastalar epey bir doktor gezer, zaman ve para harcarlar.
• Kanser tanısı konduktan sonra Ameliyatlar - Kemoterapiler - Işın
tedavileri vs. başlar.
• Bu zaman içerisinde hastanın genel durumu kötüleşir, ağrıları artar,
işlerini yapamaz hale gelir, yemesi içmesi uyuması günlük yaşantısının her
şeyi bozulur. Hayat gün geçtikçe çekilmez hale gelir. Hastalık dayanılmaz
hal alır, bir ıstıraba dönüşür.
• Bu arada Ameliyatları - Kemoterapileri – Radyoterapileri büyük ıstıraplar
içinde geçer. Hasta tedavilere dayanamaz. Hayatı bütünüyle zehir olmaya
devam eder. Saçları dökülür. Vücut direnci çöker. Diğer hastalıklar da bir
bir eklenir.
• Ailesiyle - Eş dost ile ilişkileri bozulur. Tüm aile düzeni bozulur. Aile
bireylerinin de ruhsal durumu çöker. Hayat onlar için de olumsuz seyretmeye
başlar. Hem hasta peşinde koşturmaktan, hem üzüntüden perişan olurlar.
• Eski sağlığına tekrar kavuşmak mümkün olamayacağı gibi, hastalar gün
gelecek ölmeyi dileyecekler ama ölüm bile mümkün olmayacaktır.
A. ŞEKER: Kansere yakalanmışların diğer hastalara kıyasla yaşadığı sorunlar
daha ağır seyrediyor. Tedavi tekniklerinin süresi kanserli hastada önemli
değişikliklere neden olabilmektedir. Kanser hastası bağımlı bir hale geldiği
gibi, beden fonksiyonlarında gerileyişler, kimi organlarında kayıplar da
ortaya çıkabiliyor. Denilebilir ki kanserli hastanın benlik bütünlüğünde de
hastalığa bağlı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Görüyoruz ki insanın
sağlığını bütünselliği içinde etkiliyor. Sağlık Ekibine ne gibi roller
düşüyor?
E. BEKAR:
1- Hekimler:
• Hastaya en kısa zamanda en doğru tanıyı koymalı,
• Hastalığın türü, seyri, şiddeti konusunda hasta ve hasta yakınlarına
ayrıntılı bilgi vermelidir. Tedavi sürecini doğru ve düzgün bir şekilde
programa bağlamalıdır. Ameliyat – kemoterapi – radyoterapi ve süreleri doğru
ayarlanmalıdır.
• Hastaya Ameliyatlar / İlaçlar / Radyoterapi ile bunların etkileri / Yan
etkileri hakkında ayrıntılı bilgiler vermelidir.
2 - Hemşireler :
• Hastaya uzun uzun yapılacak olan tedavi sürecini açıklamalı, tedavi süreci
hakkında iyi bilgi vermelidir. Hastalık ve tedavi süreci ile ilgili tekrar
tekrar hastalar aydınlatılmalıdır.
• Hastaya iyi psikolojik destek sağlamalıdır.
• Hastalık seyri hakkında – tedaviler hakkında iyi açıklamalarda hasta
eğitiminde bulunmalıdır. Hastalık ve tedavi uzun bir süreç alacağından
hastanın bilmesi gereken, yapması gerekenler konusunda eğitimler
verilmelidir.
• Hastalığa özgü iyi, doğru hasta bakımı vermelidir.
• Tedavileri nerde nasıl alabileceği hakkında yardımcı olabilmeli, destek
vermelidir.
Sağlıkla ilgili diğer mesleklerin katkısını; özellikle psikolojik, sosyal ve
ekonomik sorunların çözümünde psikolog, sosyal çalışmacı gibi meslek
elemanlarının tedavi sürecine katkısını da unutmamak gerekiyor. Bu meslekler
işlevselleştirildiği oranda kanserle mücadelede bir uygulama alanı
bulabiliyorlar. Unutulmamalı ki kanserle mücadele bir ekip çalışmasını
gerekli kılıyor.
A. ŞEKER: Kanser hastalığını sosyal faktörlerden soyutlayarak da ele almamak
gerekiyor. Kanser insanın içsel koşullarından tutun da dışsal sosyal çevre
koşullarına kadar birçok faktörü etkileyebiliyor. Hastalığın tedavi
sürecinde ve aşamalarında destekleyecek sosyal sistemler önem kazanıyor?
Toplumumuzda bu nasıl seyrediyor. Sizce kanserli hastalar yeterli sosyal
desteği görüyor mu?
E. BEKAR: Feodal bir sosyal yapımızın olmasından dolayı hastanın ailesi ve
yakınları kanserli hastalara oldukça destek vermekte, yardımcı
olmaktadırlar. Ama genellikle bu tür hastalık hakkında deneyimli ve bilgili
olmadıklarından bu destekleri sınırlı kalabilmektedir.
Sağlık kuruluşlarımızın birçoğunda özel kanser merkezleri bulunmadığı için
istenildiği ölçüde hastalara destek vermek mümkün olamamaktadır. Ancak kimi
hastanelerde erken tanı amacıyla kurulan merkezlerde kanser taramaları
yapılmaktadır.
Sosyal destek konusunda özellikle aile dinamiklerini hareketlendiren sosyal
mesleklere rol düşüyor. Kanserin psikososyal etkileri üzerine yapılan
çalışmalara gerekli önemin verilmesi gerekiyor.
|
A. ŞEKER: Kanser türleri nelerdir? Hangi etkenlere bağlı olarak daha
belirgin kanser türleri arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
Kanser iyileşebilen fakat tekrarlama olanağı yüksek olan bir hastalıktır
diyebilir miyiz?
|
E. BEKAR:
Şöyle bir kategorilendirme yapabiliriz:
Saç ve tırnak hariç tepeden tırnağa her organda her dokuda kanser
oluşabilmektedir.
Kanser sıklığı : Erkekler Bayanlar
Prostat Ca. % 41 Meme Ca. % 31
Akciğer Ca. % 13 Akciğer Ca. % 13
Barsak Ca. % 10 Barsak Ca. % 11
En sık ölüme yol açan kanser Akciğer Ca. lardır. Bunu Prostat/Meme/Barsak Ca.
izler.
Kansere yol açan önemli etkenleri bilmek, öğrenmek gereklidir. Özellikle her
bireyin kanser hastalıklarına karşı yapabileceği şeylerin başında
korunabildiği kadar kansere yol açan etkenlerden korunmak gelir. Her
hastalık gibi kanserden korunmak da kanser tedavisinden son derece ucuz,
kolay, basit ve çağdaş bir yöntemdir. Yani hastalıklardan korunmak
hastalıkların tedavisinden daha üstündür, kolaydır, ekonomiktir, mutluluk
vericidir ve çağdaş bir davranıştır.
Organlara göre en önemeli kanser nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:
Dudak, Dil, Ağız, Boğaz Kanserleri :
• Sıcak içecekler,yiyecekler
• Sigara dumanı,
Larinks (Gırtlak) Kanseri :
• Sigara dumanı
Akciğer Kanseri :
• Sigara Dumanı (Akciğer Ca. larının % 80 inin nedeni sigaradır.) (Sigara
dumanı Akciğer. Ca oranını 10 kat artırır.) (Dumanlı odada kalan herkes aynı
zararlı etkiye maruz kalır.)
• Hava Kirliliği ve Egzos Gazı ve diğer Kimyasal Gazlar
Yemek Borusu (Özafagus Kanseri):
• Sigara Dumanı
• Alkol
• Küflü – Nitratlı – Yanmış Gıdalar
Mide Kanseri :
• Küflü – Nitratlı – Yanmış - Tuzlu - Tütsülü - Katkı maddeli Gıdalar
• Tüp alevinde pişen Döner kebap
• Mangal gibi Ateş ve Dumanda pişen Kebaplar vs. .
• Fabrikasyon Kimyasal Katkı Maddeli gıdalar. (Bozulmayı önleyiciler)
• Sebze Meyve gibi Posa ve Vitaminden fakir gıdalar ile
• Yağ ve Karbonhidrat tan zengin gıdalar / Kızartmalar
Barsak Kanserleri:
• Az lifli az Posalı (Meyve Sebzeden fakir) gıdalar ile
• Bol Karbonhidratlı bol Yağlı gıdalar / Kızartmalar
• Katkı maddeli Konservatif Hazır fabrikasyon gıdalar
• Miadı (son kullanma tarihi) geçmiş bayat gıdalar
Böbrek İdrar kesesi (Mesane) Kanseri :
• Sigara dumanı / Diğer kimyasallar
Deri Kanseri :
• Yanıklar (güneş ve diğer madde yanıkları)
• Kimyasal maddeler
Kan kanseri (Lösemi) - Beyin Tümörü :
• Kimyasal maddeler
• Radyasyon
• Manyetik Dalgalar (cep telefonu vs etkileri ) / Yüksek Gerilim Hatları
A. ŞEKER: Kansere yakalanma riski yüksek olan bireylerin bir takım ortak
özellikleri var mı? Kanserin kişilik yapısıyla ilişkisinden de bahsedildiği
araştırmaların bulunduğunu biliyoruz? Neler söyleye biliriz?
E. BEKAR: Duygularını yaşayamayan, bastıran, bağımlı, umutsuz ve mutsuz,
çocuklukta ana ya da baba gibi yakın obje ilişkilerinde acı kayıplar
yaşayan, üzücü yaşam olaylarına tanık olan ve bunlarla baş edemeyen kimseler
arasında kansere yakalanma riski daha fazla olmayabilir ancak tetikleyici
olmaları açısından üzerinde düşünülmesi gerekmektedir.
Bunlar direk ilişkisi bulunmamakla birilikte aile sorunlarından dolayı
gelişen yaşam şartları bozukluğu, beslenme bozukluğu, hastalıklara
direncinin düşük olması nedeniyle kanser oluşumu hızlandığını rahatlıkla
söyleyebiliriz.
A. ŞEKER: Sanayileşme, kentleşme, çevre kirliliği genel olarak önemli
kanserin ortaya çıkma koşullarını besleyen nedenler olarak görülmektedir? Bu
faktörler o kadar belirleyici mi?
E. BEKAR: Kullandığımız her malzemenin oluşumunda çevremize tüm canlılar
için oldukça zararlı kimyasal maddeler katı maddeler, sıvı maddeler ve
gazlar yayılmaktadır.
Egzoz gazları / Kimyasal fabrika atıkları ve diğer her türlü işyeri atıkları
/ Kömür odun vs. dumanları / Tarım- Hayvancılık ve sanayide kullanılan ilaç
boya temizlik maddeleri vs. kimyasal maddeler. / Sigara dumanı.
• Fabrikalarda aşırı miktarda su harcanmaktadır.
• Fabrikalarda yoğun kimyasal madde kullanılmaktadır.
• Fabrikaların çevreye insanlara zarar veren zehirli kimyasal atıkları
olmaktadır.
• Fabrikalardan havaya zahirli gazlar ve dumanlar yaymaktadır.
• Birçok fabrika bacalarından asitli gaz yayılmakta bunun etkisiyle zaman
zaman çevreye asit yağmurları yağmakta.
• Fabrika atıkları toprağı / havayı / suyu kirletmekte ve tüm canlıları
zehirlemekte.
• Tüm bitkiler CO2 yi O2 ye çevirerek bizim atığımız olan CO2 yi yok etmekte
ve bizim gereksinimimiz olan tükettiğimiz O2 yi üretmektedir. İyi bir çevre
temizleyicisi olan bitkileri ağaçları biz el birliği ile yok ediyoruz.
Mobilya / Kitap / Defter / Dergi / Gazete / Kapı / Pencere vs. daha bir çok
eşyanın yapımında bitkileri yok ediyoruz ama yok ettiğimiz ağaçların yerine
yenisini dikmiyoruz.
• Gereksiz yere çok malzeme kullanarak, gereksiz yere eşyalarımızı
giysilerimizi vs. sık sık yenileyerek savurganlık yaparak çevre kirliliğini
artırıyoruz.
• Depozitolu şişe / kutu / kullanımı yapmazsak çevreye cam / plastik / metal
şişe atılmasına, çevre kirliliğinin artmasına fabrikalarda aşırı üretimle
çevre kirliliği oluşmasına yol açıyoruz.
• Çevresel atıklarımız hayvanlar özellikle kuşlar tarafından yenmesiyle de
onların ölümüne neden oluyoruz.
• Çevrenin bozulması, gürültü ve diğer çevre kirliliği, kentleşmenin olumsuz
sosyal sonuçları, bizde psikolojik veya diğer hastalıklara hatta kanser
hastalığı oluşumuna da yol açmaktadır.
Bir işe yaramadan zevk için takılan altınların çıkarılması sırasında çevreye
sonsuza kadar zarar verebilecek olan bastığı yerde asla ot bitirmeyen
siyanür zehiri atılmaktadır. ?
Bir eşyanın üretiminde hatta boya vs. sanayide çevreye ne kadar zehirli
kimyasal madde atılmaktadır.
Giysilerimiz ve eşyalarımızda beyazlar daha beyaz / renkliler daha parlak
olsun diye gereksiz yere o kadar kimyasal deterjan maddelerini çevreye
salmanın anlamı ne yararı ne!
A. ŞEKER: Sigaranın sağlığa etkileri / kanserojen etkileri hakkında neler
söyleye biliriz?
E. BEKAR: Sigara dumanında 4000 civarında zararlı kimyasal madde vardır.
Çoğu kanserojendir. Sigara dumanının sağlığa hiçbir yararı yoktur.
• Dudak - Dil - Ağız – Larinks – Özafagus – Akciğer – Pankreas – Mesane Ca.
• Gastrit – Mide Ülseri
• KOAH – Bronşit – Nefes darlığı ile giden Akciğer hastalıkları
• Görme tembelliği
• Ağız diş kirliliği ve Ağız kokusu
• Yaşanılan ortamda ve eşyalarda kalıcı Pis Koku
• Bağımlı gebelerde çocuklarında Bronşial astım. Düşük doğum ağırlığı.
• Ateroskleroz ve Kalp krizi,
• Burger (Budama) hastalığı (bu hastalığın tek nedeni sigara dumanıdır. Bu
hastalığın tek tedavisi de sigaranın bırakılmasıdır.)
• Ciltte ve genel olarak tüm vücutta erken yaşlanma.
• İnsanı maddi açıdan çökertir.
• Sigaranın insana hiçbir yararı yoktur.
Sigara dumanı solumaktan vazgeçilmesi için sigara dumanındaki sağlığa
zararlı, kanserojen etkili binlerce madde bulunmuşken daha ne kadar madde
bulmak gerekecektir? Bu kadar kararlı etki, dumandaki bu kadar çeşit zararlı
madde yetmez mi!
Kanserojen maddelerden korunmamız gerektiğini bilmemiz / uygulamamız
gerekir. Yoksa bunu genel kültür olarak kabul etmek, aklımızın bir köşesinde
dursun demek, bir çaba göstermemek, yaşantımızı ona göre düzenlememek çok
anlamsız olur. Kendimizi kandırmış oluruz.
• Bunun yolu da kanserin tehlikesinin farkına varmaktan
• Kanserojen maddeleri bilmekten geçer.
A. ŞEKER: Kanserli hastaların gereksinimleri? Türkiye’de kanser
hastanelerine ulaşmada problemler yaşanıyor mu?
|
|
E. BEKAR: Kanser tedavisi için başka şehirlere gitmesi gerektiği için
öncelikle ulaşım ve barınma gibi sorunlar yaşanmaktadır. Hastalar ilaç bulma
sorunu yaşamaktadır. Tüm bunlar kimi hastaların yoksul olmasından dolayı
aynı zamanda ekonomik sorunlarda ortaya çıkarmaktadır.
Kanser ilaçları bulunmasında ülkemizde ciddi sorunlarla
karşılaşılmaktadırlar.
A. ŞEKER: Yeni tedavi yöntemleri sayesinde kanser büyük ölçüde kontrol
altına alınmıştır diyebilir miyiz? Hastaların yaşama süresinin uzatılması
mümkün müdür?
E. BEKAR:
• Her kanserin yaşam süresine farklı oranlarda olumsuz etkisi bulunmaktadır.
• Bazıları kesin tedavi edilebilmektedir.
• Bazı tehlikeli kanser türleri de çok erken dönemde yakalandığında kesin
tedavi edilebilmektedir.
• Bazılarının yaşam süreleri yıllarca uzatılabilmektedir.
• Bazı türler ise çok ağır seyretmekte ve tedaviden yarar görmemekte ve kısa
zamanda hastanın ölümüne sebep olmaktadır.
A. ŞEKER: Kanseri etkisi nedeniyle aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak
görmek gerekiyor. Kanser tedavisinde hastada, ailesinde ve hatta toplumda
yol açtığı psikolojik, sosyal ve ekonomik sonuçlar da dikkate değerdir.
Uyarıcı ve eğitici faaliyetlere rağmen doktor ya da sağlık kuruluşlarına
başvurmakta geçikilmemenin de önemi büyük olsa gerek?
E. BEKAR: Tanı ve tedavide oluşacak her gecikme her aşamadaki tedaviyi
zorlaştırmakta, iyileşmeyi geciktirmekte. Hatta çoğu zaman tedaviyi
olanaksız hale getirmektedir.
Sonuç olarak hastalıktan korunmanın ve bunun yanı sıra erken tanı -
tedavinin önemi yadsınamayacak kadar büyüktür.
A.ŞEKER: Sosyal Hizmet meslek Sitesi okuyucuları adına teşekkür ederim size.
E.BEKAR: Ben teşekkür ederim.
|