Toplumun içinde yaşayan insanın kendisini ve çevresini daha iyi
tanımasına ve başkaları ile uyumlu ilişkiler gerçekleştirmek için
etkileşim kurabilme,yaşayan ve artık yaşamayan kişilerin miras olarak
bıraktıkları bilgilerden yararlanılmasına yardım eden özel bir becerisi
vardır.
İşte bu beceri iletişimdir.
Temelde insanlar,varoluşlarının başlangıcından bu yana çevrelerini
etkilemeye çalışmışlardır. Ancak,doğal olarak çevrelerini etkilemeye
çalışınca kendileri de etkilenmişlerdir. Bu bağlamda önce kim veya kimler
arasında bir iletişimin olduğunu bilmek gerekir. İletişimde bulunanlar
arasında karşılıklı güven ve anlayış sağlanamamışsa,sorunlar çoğalacak ve
iletişimde ki etkinlik gerçekleşmeyecektir. Çünkü,iletişimin sağlıklı
gerçekleştirilmesinin koşulu güven ve etkileşimdir.
Aynı toplumsal yapı içinde bulunan insanlar bile değişik yapılara
sahiptirler. Her bireyin iletişim şekli ve davranışı farklıdır. İletişim
ilk koşulu her bireyin farklı olduğunu ve farklı iletişim şekillerinin
bulunduğunu kabul etmekle başlar. Bu koşulun gerçekleşmesi içinde bir
iletişim sürecinin olması gerekir.
İletişim,bireyler arası ilişkinin her türünü,örgütleri ve giderek
toplumları belirleyen,yaratan ve bir arada tutar. Grup halinde düşünüp
davranmamızı,toplumsal ilişkilerde rol yapmamızı ve hareket etmemizde hep
iletişime borçlu olduğumuzu söylemek mümkündür.
Toplumsal yaşamda insanlar çevrelerinden aldıkları iletilere göre
davranışlarını oluştururlar. Bireyler bu süreçte kişiliklerini
tanımlarlar. Sadece çevrelerinin etkisinde kalmazlar,etkileşim olayının
bir doğal sonucu olarak da çevrelerini de değiştirmeye çalışırlar.
Çok genel olarak iletişim;bir başkası ile konuşmaktır.günlük hayatımızda
yer etmiş olan televizyondur,bilgiyi yaymadır,giyiniş yada saç biçimidir……
Peki biz iletişimin neresindeyiz?
Aslında iletişim sözcüğü bir çok davranış biçimlerini kapsaması nedeni ile
“sevgi” sözcüğüne de benzemektedir. İletişim bireyin varlığının
kendisidir.
Bilgi teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak çağımızda yeni ve çok hızlı
iletişim araçları gelişmiştir. Cep telefonları,Internet bu iletişim
araçları ile insanlar bir birleri ile çok hızlı iletişim kurmaktadır.
Küreselleşmeyi bu süreçte birlikte ele aldığımızda, artık iletişim
davranışları değişmiş,farklı bir iletişim kültürü oluşmuştur. İnsanlar bir
birleri ile kurduğu iletişimde farklı teknikler oluşturmuşlardır. Hızla
gelişen teknoloji “sevgi” iletişimini yok etmektedir. İnsanlar, yüz yüze
konuşmadıkları yada o cesareti kendinde bulamadıkları zaman sanal ortamda
varlığını hissettirme cabası içine girmişlerdir.
Karizma,Kariyer,İmaj gibi kavramlar çok öne çıkmış olup,insanlar bu
kavramlar ile yeniden bir kültür oluşturmuşlardır. Artık karşılıklı
iletişim kuramayan birey,imajı ile iletişim kurmaktadır. Yeni kıyafeti ve
saç modeli o bireyin kendini ifade etme yöntemi olmuştur. Saatlerce
Internet ortamında sohbetler yeni bağımlılıklar yaratmış “Otistik”
davranışlar oluşmuştur.
Ülkemizde,Edebiyat Çağı yaşanmamış olup,okuma alışkanlığı edinilmemiştir.
Romanı okumadan,İnsanlar sanal ortamda sohbeti çok hızlı yaşamış ve etkili
iletişim kurma becerisini azaltmışlar, farklı davranış kalıpları gösteren
gençler oluşmuştur. İletişimin tüm nesnel öğeleri gittikçe yitirmekteyiz.
Nasıl İletişim?
-Etkili İletişim,yani yüzyüze iletişim,
-Birey değil,bireyselliğimizi keşif etmek,yeteneklerimizi öğrenmek ve
geliştirmek,
-Dinlemek,dinlemeden asla konuşmamak,
-Hayır diye bilmek.
-Somut olmak,
-Kitap okumak,Şiir Okumak,
-Özgürlüğümüze inanmak,
-Empati kurmak,
-İletişim kurduğumuzun kişinin sosyal düzeyinin bulunduğu yerden başlamak,
-Konuştuğumuz kavramları bilerek konuşmak,anlamını bilmediğimiz sözcükleri
ve kavramları kullanmamak,
-İletişim kurduğumuz kişinin konuşurken yüzüne bakmak.
-İmaj,kavramını abartmamak. Fakat kendi yeteneğimize uygun imaj
oluşturmak,
-Çok konuşmamak,
-Ve ön yargılarımızdan uzaklaşmak. |