Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     
   
   



 
Kahraman EROĞLU


 Sosyal Hizmet Uzmanı ve Aile Danışmanı

 kahraman.eroglu@hotmail.com
 

   
   

Covit-19 En Çok Çocukları Etkiledi

 

 
 
            Korona virüs 2019 (COVID-19) hastalığı Dünya Sağlık Örgütü (2020) tarafından pandemi olarak ilan edilerek Türkiye’de dahil olmak üzere dünyadaki tüm ülkeleri ve bu ülkelerde yaşayan insanları, toplumsal ve bireysel düzeyde doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemiştir. COVID-19 genel olarak dünyada özel olarak da ülkemizde emeği ile çalışmak zorunda olan işçi sınıfı başta olmak üzere küçük esnafı, sigortasız güvencesiz geçici konumda çalışan kadınları, sokak satıcılarını, her konumdaki sanatçıların ekonomik, sosyal, psikolojik yönden etkilenmesine neden olmuştur.

            Pandemi koşulları ailelerin psikososyal ve ekonomik yönden dengelerinin bozulmasına neden olurken ,özellikle dezavantajlı konumda olan ailelerin çocuklarının eğitim yönünden de mağdur olmalarına sebep teşkil etmiştir. Sağlığın ve eğitimin yüksek ücretle sağlandığı ülkemizde eğitim sistemindeki aksaklıklar, sık değişen bakana bağlı olarak eğitim müfredatının devamlı değişmesi öğrenciler arasındaki haksız rekabet ortamından kaynaklanan sorunlar milyonlarca öğrencinin eğitimde geri kalmalarına neden olmuştur. Bir yıldır okulların kapanması nedeniyle evlerinde online yapılan eğitime katılamayan çok sayıda öğrenciler eğitimden koparak yıllardır geriletilmesi için mücadele edilen sokakta yaşayan, sokakta çalıştırılan ve çocuk işçiler sorununu tekrar gündeme getirmiştir. Dünyada toplam 152 milyon çocuk çeşitli nedenlerle çalıştığı söylenmektedir.

            Bu çocukların yaklaşık yarısının sağlıklarını ve gelişimlerini olumsuz anlamda etkileyen ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırıldığı bilinmektedir. Çocuk işçi sayısının da 73 milyon olduğu belirtilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)ve UNICEF’in yayınladığı rapora göre son 20 yılda çocukların çalıştırılmaması ve eğitim anlamında desteklenmesi yönünde kaydedilen ilerlemenin ardından COVİT-19 krizi nedeniyle milyonlarca çocuk, çocuk işçiliğine yeniden itilebileceği ve çocuk işçiliğinde ilk kez artışlar görülebileceği yönündedir.

            Unicef genel direktörü Henrietta Fore konuyla ilgili olarak “kriz zamanlarında çocuk işçiliği birçok aile için bir başka çıkma mekanizması haline geliyor. Yoksulluk arttıkça ,okullar kapandıkça ve mevcut sosyal hizmetlerin kapasitesi azaldıkça giderek daha çok sayıda çocuk işgücüne itiliyor.Covit -19 sonrası dünyayı yeniden şekillendirirken çocukların ve ailelerin gelecekte benzer krizler, atlatabilmek için gereksinim duyabilecekleri becerilere ve kaynaklara sahip olmalarını sağlamalıyız. Bu anlamda kaliteli, eğitim, sosyal koruma hizmetleri ve daha iyi ekonomik fırsatlar, büyük üstünlük sağlayacak faktörler olabilir.”

             Raporda, hâlihazırda çalışan çocukların çalışma saatlerinin uzayabileceği ya da çalışma şartlarının daha kötü bir hâl alabileceği belirtiliyor. Daha fazla sayıda çocuk, en kötü çalışma şartları altında çalışmak zorunda kalabilir ve bu da sağlık ve güvenliklerine önemli ölçüde zarar verebilir. Hâlihazırda işçilik yapan çocuklar uzun saatler boyunca veya gittikçe kötüleşen koşullarda çalışıyor olabilirler.

              Salgın süresince okulların kapanması ile çocuk işçiliğinin de artış gösterdiğine ilişkin olarak her gün daha fazla bulgu kaydedilmektedir. Okulların geçici olarak kapanması 130’u aşkın ülkede hâlihazırda 1 milyarın üzerinde öğrenciyi etkilemektedir. Dahası, okullar tekrar açıldığında, bazı ebeveynlerin maddi imkânları çocuklarını okula göndermeye yetmeyebilir. Daha vahimi, çocuklar, karantina altına alınan şehirlerde polis noktalarını atlatacak emek gücü olarak görülüyor. Karantina kalktığında ise çocuklar aile ekonomisini toparlamak için yine işçiliğe soyunuyor. Ama daha kötüsü var! ILO ve UNICEF’e göre, birçok yoksul aile çocuğu okula dönemeyebilir.

              Türkiye’de de sokakta yaşayan ve sokakta çalıştırılan çocuklar sayısında pandemi döneminde ciddi artışların görüldüğü yapılan bazı çalışmalardan ve basın haberlerinden bilinmektedir. Özellikle okulların uzun süreli kapalı olmasından dolayı çocukların tarım alanı başta olmak üzere çeşitli sektörlerde çocuk işçi olarak çalıştırıldığı görülmektedir. Ancak, çocukların çalışması konusunda “genç yaşta sorumluluk bilincini kazansın” ve “aileye maddi olarak destek olsun” anlayışının değişmesi gerekiyor. Ülkemizde çalışan çocuk sayısı olarak 720 bin civarında olduğu söylenmektedir.

               TÜİK verilerine göre nüfusun %28,7 sinin çocuklardan oluştuğu ülkemizde bu kadar çok sayıda çocuğun çalıştırılmaya zorlanması ciddi anlamda araştırılması gereken sosyal sorundur. Türkiye’de çocukların çalışma nedenlerine bakıldığında ilk sırada %35,9 ile "hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak" geliyor. Bunu %34,4 ile "iş öğrenmek, meslek sahibi olmak" %23,2 ile "hane halkı gelirine katkıda bulunmak" izliyor. Çocukların %6,4'ü ise "kendi ihtiyaçlarını karşılamak" amacıyla çalıştığını beyan etmiş.

             Pandemi döneminde işten çıkartılmaların had safhaya çıkması, işsizliğin göreceli olarak artması, kriz döneminden karlı çıkmayı amaçlayan kapitalist sömürü düzeni ucuz iş gücünden yararlanmak amacıyla fabrikadan eve gönderilen parça başı işlerde ev atölyeye, çocuklar işçiye dönüşüyor. Fırsat eşitsizliği nedeniyle eğitimden kopan öğrenciler ailelerine yardım, destek amacıyla başlayan masumane çalışma isteği bir zaman sonra” çalışan çocuklar “olgusuyla araştırmacıların konusu olacaktır. Çocukları korumayı birinci öncelik olarak gören Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bu anlamda büyük sorumluluk ve görevler düşmektedir.

               Pandemi koşullarında eğitimin dışına düşen çocukları görünce bu saptamanın ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan. Zira yoksul çocukların desteklenmesi ve eğitim açısından koruma altına alınması, halkçı ekonomiye dayanan güçlü bir sosyal güvenlik sistemini gerektiriyor. Ama rekabete dayalı kapitalist ülkelerde, hele de geri bıraktırılmış ülkelerde bunu görmek elbette mümkün değil.

Sonuç olarak,

              Diğer baskıların yanı sıra ekonomik çöküş, kayıt dışı istihdamın ve işsizliğin artması, hayat standartlarındaki genel düşüş, sağlık hizmetlerinin ve sosyal koruma sistemlerinin yetersiz kalması en çok, kayıt dışı ekonomi kapsamında çalışanlar ve çocuk işçiliğinin artması gibi savunmasız grupların mağdur olmasına yol açacaktır.

             Ailenin yoksullukla mücadele etme yolu olarak çocuklarını çalıştırması benimsenmiş bir yöntem olduğu söylenebilir. Küresel pandemi ile tarımsal ve ekonomik faaliyetlerin hızı yavaşlamalarına bağlı olarak ailelerin çocuklarını sokakta çalıştırma nedenlerini geniş olarak ortaya koyan araştırmaların olmaması büyük bir eksiklik olarak değerlendirilmelidir. Bu çocuklar bugün küçük sayıları çok.

              Yarın büyüyecekler mutlaka bizlerden hesap soracaklardır. Türkiye’nin 2017-2023 Eylem Planı’nda belirtildiği üzere, İş Kanunu kapsamında olan işyerlerinin denetiminin çocuk işçiliği özelinde yapılmaması, denetim yapan kurum ve kişilerin konuya duyarlılığı ile farkındalık düzeylerinin yeterli olmaması bu alanda çözüm bekleyen önemli sorunların başında geliyor. Eğitimde fırsat eşitsizliği nedeniyle dezavantajlı konuma düşüp eğitimden kopan öğrencilerin sokakta çalıştırılan çocuklar ordusuna dahil edilmeleri ve çocuk işçiliğinin artmaması için toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşmektedir.
 

 
 
 
 



Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.