BAĞIMLILIK BİR AİLE
HASTALIĞIDIR, ÇÖZÜM SIRF BİREYİN DEĞİL AİLENİN
TEDAVİSİNDEDİR
Bağımlı birey ve aileleri için mevcut olan ve özellikle
rehabilitasyon aşamasında kullanılan psikoterapi
yöntemlerinin içinde Psikodrama grup tedavi yöntemi de gün
geçtikçe önem kazanmaya başlamıştır. Nedenini, sahnesel
etkinlik çalışmaları içermesi sorunun çözümüne öteki
tedavi yöntemlerine nazaran daha kısa ve hızlı bir şekilde
sonuca varılmasına borçludur. STK ve özel kurum
yetkilileri tarafından önerilen ve müracaatçıların
tarafından da tercih edilmeye başlayan bir tedavi
yöntemidir. Son senelerde bu tür çalışmaların popüler hale
getirilmesi için hızlı adımlar atılmaktadır.
Ülkemizde yeterince Psikodrama’nın tanınmış olmaması hele
bağımlılarla psikodrama çalışmalarını uygulayacak
koordinatörlerin çok az olması bunun dezavantaj olarak
algılanmasına rağmen bu durum hiçbir zaman Psikodramanın
önemini ve çözüm odaklı bir yöntem olmadığı anlamına
gelmez.
Bireyin tıbbi tedavi süreci içinde olan detoksifikasyonu
başarılı bir şekilde geçirmesinden sonra kişiyle
psikososyal tedavilere geçilebilir. Alkol/madde
kullanımının aktif olduğu dönemde kişinin yaşadıkları ve
etrafına yaşattıkları açısından kendisini çok fazla
etkileyen olay ve durumlarla ilgili geçmişin yeniden
canlandırılmasına ve katarsis (arındırma) yaşantısına
olanak tanıyan bir yöntem olduğundan psikodramanın
tedaviye faydaları çoktur.
Psikodrama benim madde kullanmamı nasıl önleyebilir, beni
nasıl iyileştirebilir?
Psikodrama ruh sağlığı alanında; bireysel ve grup
psikoterapilerinde, ilaç bağımlılığı programlarında, uğraş
ve etkinlik tedavilerinde, hastane klinikleri, günlük
bakım merkezleri, kriz birimleri, terapötik topluluklar,
alkol ve uyuşturucu programları ve sayısız başka ortamda
başarıyla uygulanmaktadır.
Birey ve ailesinin yaşadıkları sorunları yeniden ele alıp
sorgulama ve sahneleme biçimi olarak tanımlanabilir.
Bireyler (grup üyeleri), sahneleme yoluyla geçmiş ve
şimdiye ait çatışma ve sorunlarını ya da geleceğe ait
beklenti, kaygı ve zorluklarını ele alarak başa çıkma
becerilerini görme ve bunları deneme olanağını elde eder,
bir yandan da kendilerini geleceğe hazırlar. Grup
üyelerinin ve grup yöneticisinin kolaylaştırıcılığın da
bireyler geçmiş şimdi ve burada ile geleceğe ilişkin
bütünlüğü ve yeniden yapılanmayı gerçekleştirir. Birey ve
ailesinin geçmişine ilişkin çatışma ve deneyimleri (grup
üyelerinin yardımcılığıyla) sahnelenir. Geleceğe yeni
aktarımlar ve beceriler, farkındalıklarla büyüme ve
gelişme olarak kaydedilir.
Gerçekte psikodrama geçmiş, şimdi ve burada ve geleceğin
sistematik bütünleşmesinde etkili bir grup psikoterapisi
yöntemidir. Grubun şimdi ve buradasında üyenin şimdi ve
buradası senkronize bir uyum içinde işlenir, eyleme
geçilir, sahnelenir ve paylaşılır.
Psikodramada bireylerin grup ortam içinde yaşadıkları rol
değişimleri ve grup üyeleriyle etkileşimler de önemli
farkındalıklar yaratır. “Psikodramanın terapötik etkisine
ek olarak birey ve ailenin bütünü Eğitim içeren
etkinliklerinden de faydalanmasından söz edilebilir”.
Psikodrama Tedavisi Bağımlı Bireyleri ve Aileleri için
Nasıl Yardımcı Olabilir?
“Ben duygularımı söylemekten hoşlanmam, kimseyi
ilgilendirmez”. Bu durumda, Psikodramada, duygular,
sorunlar, anlık sözcüklere tercüme edilmeden, araya
simgeler girmeden doğrudan eylemle olgunlaştırılabilir.
Psikodramanın bu avantajı grup üyesinin fazla konuşmasını
önleyerek, onun harekete geçirmesini sağlar, dolayısıyla
kolay regresyona girmesine yardımcı olur. Psikodrama
anıların, sorunların, çelişki ve çalışmaların bireyin
kendi kurguladığı biçimde sahneye konması, bireyin
yaratıcılığının gücüyle mümkün olmaktadır. Duyguların ve
durumun gerçekliğe uygun (semi-reality) bir düzeyde
sahnelenmesi ifade edilmesi, bireyin özlem ve sevgi
ihtiyacının fark edilmesini sağlayabilir.
“Her ikinci yaşayış birinci yaşantıyı yok ederek
özgürleştirir” Moreno
Psikodramanın geçmiş yaşantılar ve şimdi arasında kurulan
duygu köprüsü aracılığıyla “aktarım” ilişkisinin
çözümlenmesine, yerine doğaçlama, spontanlık ve empatinin
geçmesine olanak tanınmış olur. Bu noktada bağımlı
bireyler ve aileleri grubun içinde ikinci yaşayış halinde
yaşantılarını bir kez daha gözden geçirme fırsatını
yakalarlar. Ancak her grup üyesinin bu yanlarının farkında
olması ve tekrarlayan boyutlarının kontrol edilmesi
farkındalıkla mümkün olabilir.
Psikodramanın Aşamaları Üçtür; “Ben hayatımda okulda
tiyatro oynamayı bırak şiir bile söylemedim”. Merak etme,
sahneye çıkman gerekmez, seyirci olarak da katılman
yeterlidir.
İlk aşaması ısınma teknikleri ile başlar. Bu bölümde
üyeler aralarında sorunlarını paylaşırlar. Her oturumda
sorunun yoğunluk ve önemlilik açısından tartışılmasını
isteyen kişiye Protagonist veya Kahraman denilir. Grubun
üyeleri protagonistin yaşamında karşılaştığı engelleri,
sorunları o’nun yerine oynamayı kabul ederler. Bu üyelere
“Yardımcı Ben” denilir. İkinci aşamada üyeler sahneye
çıkarlar ve üstelendikleri rolleri oynarlar. Son aşamada
ise üyeler çember şeklinde dizilen sandalyelerine
otururlar ve sahnede sergiledikleri rolleri ve elde
ettikleri kazanımlarını, farkındalık yaratan konu ve
duygularını paylaşırlar. Üyeler haftada bir kere 2 saat
için toplanırlar.
Psikodrama Tedavisinin Amacı
“Kişinin öfkesini sağlıklı bir yol bularak ifade
edebilmesi için önce öfkesiyle ilgili iç görü kazanması ve
öfkesinin hedefini tanıması gerekiyor”. Psikodrama
bireysel veya grup çalışmalarında kişilerin sosyal
ortamlardayken yaptıkları bazı davranışlar (hakkını arama,
pasif davranma) ve yaşadıkları bazı duygular (duygularında
samimi olma, kendini ifade etme) kişiyi boyun eğici bir
statüye iten “yetersizlik korkularının azalacağı,
kendilerini diğer insanlarla karşılaştırdıklarında kendine
yönelik olumsuz değerlendirmelerin düzeyini
değiştirmektedir.
Bu durum psikodrama uygulamalarının yapıldığı tedavisi
sürecinde kişilerin iç görü kazanmalarına bağlanmıştır.
Çevrelerine ve özellikle aile fertlerine yönelttikleri
öfkelerini ve bununla bağlantılı olarak alkol / madde
kullanma nedenlerini dışsallaştırdıklarını fark ederler.
Bir Aylık Gibi Kısa bir Sürede Bile Sonuçlar Oldukça Yüz
Güldürücüdür
Bir ayda mı! Psikodrama duyguların ifadesine yönelik
yolları açmada çeşitli seçenekler sunan bir yöntem olduğu
için bir aylık gibi kısa bir sürede bile sonuçlar oldukça
yüz güldürücü bulunmuştur. Ayrıca psikodrama oturumlarında
gözlenen diğer bulgular; Kişilerin problem çözme
becerileri konusunda kendilerini daha becerikli, iş
bitirici olarak görebilmeleridir. Bu nedenle; Alkol ya da
madde kullanan kişinin kullandığı maddeyi tamamen
bırakmasını ya da azaltmasını sağlamak. Alkol ya da madde
kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel yönden düzelmesini
sağlamak, kişinin sosyal ve ekonomik yönden avantajlı
duruma gelmesini sağlamak, herhangi bir madde kullanmadan
yaşamanın tadını hissetmesini sağlamak, kendisine ve
topluma zarar veren davranışların azalmasını sağlamaktır.
Bireyler ve Aileleri Kendileriyle İlişkin Sorumluluklarını
Üstelenmeliler
“Bu benim sorunum değil sorun sendedir” düşünme
alışkanlığından uzaklaşmalıdırlar. Birey ve ailesi genelde
sorumluluğu üstlenmeye her zaman hazır olmalıdırlar. Bu
nedenle aile üyeleri bu konuda bilgilendirilmeli ve
psikodrama grupları içinde eğitilmelidir. Utanç ve
suçluluk duygusu bağımlı kişilerde çok yaygındır. Bu
duygular kişinin kendilik saygısını olumsuz yönde
etkilemektedir. Madde kullanırken yaptığı davranışlar ve
sonuçları ciddi bir utanç ve suçluluk duygusuna yol açar
ve pişmanlık duyulur. Bu duygular ufak sahnesel
etkinliklerle gündeme getirilir. Özür dilemesini öğrenir,
içi rahatlar ve böylece kendine olan saygısının devam
etmesi sağlanabilir.
Psikodrama Terapisti, Bağımlı Birey ve Ailelere Nasıl
Davranır ve Yardım Eder?
“Hocam beni “düzelt”, bu beladan kurtar” diyenler var.
Bağımlı bireylerin terapistlerinden beklentileri büyüktür,
güven derecesi yüksektir. Grubun yeni üyeleri grupta kalıp
kalmayacakları terapistin onlara davranışlarından ve
beklentilerini büyük bir derecede karşılanacağına
bağlıdır. Onun için karşı terapist bireyler ile arasında
iyi ve destekleyici bir ilişki oluşturur, tedavi
süreçlerin, yorum ve inanç sistemlerinin yeniden
yapılanmasını sağlar, tekrar çerçevelendirme ve yardımcı
olmayan inançların tartışılması gibi teknikler kullanarak
üyelerin kendilerini ve sorunlarını daha net görmelerini
sağlar, bu sorunlarla başa çıkmak için arzu ve yeti
hissetmelerini sağlar, doğaçlama yapmaları için teşvik
eder, sosyal sorumluluk duygusunu aşılar, bireylerin
arasındaki iletişimi güçlendirir.
“Unutmayın, atacağınız küçük adımları yan yana
getirirseniz size hayati anlam kazandıracak kadar kocaman
bir adım atmışınız gibi sayılabilir”
|