Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     




 

Söyleşilerimiz,sitemiz adına  editörümüz ve yazarımız    Aziz ŞEKER    tarafından gerçekleştirilmiştir.





Toplumu Düşünmek ve Avrupa Birliği Yolunda Sosyal Hizmetler Üzerine
Aziz Şeker İle Bir Söyleşi
(Toplumu Düşünmek Kitabı Üzerine Bir Değerlendirme
/Aralık 2013)
 

 

 
sosyalhizmetuzmani.org: Yeni bir kitap çalışması daha kaleminizden. Kendinizle ilgili genel tanımlayıcı bilgiler sitemizde yer aldığından bu klasik soruyu atlayarak kitaba geçmek istiyoruz. Neden toplumu düşünmek?

Aziz Şeker: Sağlıklı toplumlarda sağlıklı bireyler oluşur. Toplum dediğimiz şey kolektif bir yapı olmakla birlikte birçok unsurun biçimlediği bir gerçekliktir. Bunun içinde ekonomi, kültür, medya, siyaset, tarım, kentleşme, eğitim, hukuk, nüfus, aile gibi çok olgu sıralanabilir. Toplumsal gelişme ve refah dediğimiz şey işte tüm bunların demokrasi ve insan hakları kültürünü de yanına alarak insan ve toplum esenliği için bir araya gelmesidir. Bir yerde toplum ve reel sosyal politika düşünülmüyorsa, gelir dağılımı alabildiğine bozuksa daha çok küçük grupların sözü geçerliyse toplum onların çıkarları altında ezilir. Ezilen toplumu kurtarmaksa çok zordur.

Ezildikçe dışlanma, şiddet, yozlaşma, militarizm, adam kayırma, yalan, ayrışma artar. Bu noktada devreye toplumu kurtarmak için sosyal hizmetleri, sosyal bilimleri, iktidar eliyle günü kurtarmaya yönelik sosyal yardım uygulamalarını da soksanız birkez olsun artık o toplumdan onurlu yaşam ve onurlu bir gelecek kurma düşünü elinden çalmışsınızdır. Önemli olan bu süreçlere itilmeden toplumu düşünerek siyaseti var kılmaktır. Dünyanın haline bakın, göreceğiniz fotoğraf bu olacaktır… Toplumu Düşünmek işte buradan geliyor…

sosyalhizmetuzmani.org: Kitabınızda büyük oranda bir Avrupa Birliği kültürü üzerinde yaptığınız okumaları görüyoruz. Avrupa Birliğinden ne umuyorsunuz ki? Çoğu çalışmanızda Batı dendiğinde hep bir eleştiri kapısını açık tuttuğunuza da tanık oluyoruz?

Aziz Şeker: 19 Yüzyılın Batısıyla, 20 Yüzyılın Batısı farklı görünüyor. Hatta 21 Yüzyılın Batısı da farklı görünüyor. Batı bir yanlışın içine sürüklendiğinde bu yanlışı, alanımda, kendimce metinlerimde bir refah aktivisti olarak kritik etmem kadar doğal bir şey yok. Bir de dünya geneline bakıp Batı’nın Avrupa’sına döndüğümüzde yüzümüzü, gördüğümüz bütünün ve felsefenin hakkını teslim etmemiz gerekir.

Acı ve kan üzerine şekillense de geçmişiyle yüzleşme cesareti göstererek insan hakları ve özgürlüklerini tüm dünyaya referans yapabiliyorsa halen daha, Avrupa Birliğinin en güçlü yanının bu olmasındandır. Doğu toplumlarına bakın, dincisi de sağcısı da solcusu da ateisti de büyük oranda Batı’ya yüzünü dönüyor. Doğu toplumlarının okumuşlarının çoğu Avrupa kapısını çalmıyor mu? Milliyet, ulus kavramlarının annesi Avrupa değil mi?

Örneğin Ortadoğu’da insanların “din” uğruna kasaptan farksız yaşadığını iddia etmemi mi istiyorsunuz. Bizim topraklarımızda bile insan hakları ihlalleri yaşandığında yaşanan davalar bir sonuç vermeyince nerenin kapısını çalıyor insanlar? Katar’ın değil herhalde Avrupa’nın… Nerde eleştiri yapacağımızı nerde destekleyeceğimizi iyi bilen bir geçmişten geliyoruz. Avrupa Birliği ile ilgili olarak; insanlık ailesi için iyi olan evrensel hukuk, demokrasi, bireyin özgürlüğü ve toplumun refahı, kul hakkı yememe, kültüre ve inançlara saygı ve bunları koruma gibi daha çok şey sıralanabilir. Bunların pratikte olduğu toplumu var kılmak asıl önemli olanı.

 sosyalhizmetuzmani.org: Avrupa Birliği yolunda sosyal hizmet bakış açınızı öğrenelim?

Aziz Şeker: Kitapta da sözünü sıkça ettiğim gibi Ülkemizde yaşanan sorunlara Avrupa Birliği şöyle yaklaşıyor: Yani Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Parlamentosuna ve Konsey’e sunulan Genişleme Stratejisi ve Başlıca Zorluklar 2012-2013 konulu Türkiye 2012/2013 yılı ilerleme raporlarında önemli ayrıntılar dikkat çekiyor. Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesinde aday ülke statüsü verilen Türkiye ile 2005 yılında başlatılan katılım müzakereleriyle birlikte Avrupa Konseyi tarafından periyodik olarak çalışmalar yapılmakta, raporlar yayınlanmaktadır.

Raporlar hazırlanırken AB müktesebatına uyum başta olmak üzere birçok konuda Türkiye’nin izleyeceği yol haritasını etkili bir şekilde yerine getirilmesi beklenmektedir. Anahtar kavram reform! Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirilmesi ve demokratikleşme, ilerleme kaydetme açısında üzerinde durulan temel ölçütlerden… Raporlarda genel olarak demokratikleşme; adil yargılama, terör, Kürt sorunun çözümü, %10’luk seçim barajı, bölgesel ve yerel demokrasi sorunları, yolsuzluk, ihale mevzuatı, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü konusundaki sınırlar, insan haklarının güçlendirilmesi, kadın ve çocuklar, sivil toplumun güçlendirilmesi, sosyal sorunlar ve şeffaflık açısından kilit zorlukların altı çizilmektedir. Ayrıca mevzuat kalitesi ve kilit mevzuatlar anlamında yapılması gerekenler üzerinde sıkça durulmaktadır.

sosyalhizmetuzmani.org: Sosyal hizmetler nasıl işleniyor?

Aziz Şeker: 2012’de sosyal hizmetlerin konu edildiği kısımlarda bir takım yetersizliklere vurgu yapılmaktadır. Örneğin denmektedir ki: Sosyal içermekonusunda az ilerleme kaydedilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, tek bir çatı altında daha etkin sosyal hizmetler sağlanması çalışmalarına devam etmiştir. Bununla birlikte, sosyal yardım ve yoksulluğun azaltılması için net bir politika çerçevesi henüz oluşturulmamıştır. Özellikle kırsal kesim ve çocuklar olmak üzere, ülke nüfusu yüksek yoksulluk riskine maruz kalmaya devam etmektedir.

Çalışan yoksulluğu sorun olmaya devam etmektedir. Sosyal hizmetler ve kamu istihdam hizmeti arasındaki bağların güçlendirilmesi gerekmektedir. İlgili bakanlıklar arasında imzalanan işbirliği protokolü bu yönde atılan olumlu bir adımdır. Engelliler ve yaşlılar için evde bakım hizmetleri yaygınlaşmaktadır. Engelli kişilerin istihdam edilebilirliğinin artırılması sorun olmaya devam etmektedir. Korunmaya muhtaç gruplara ulaşmak için hedeflenen politikalar da dâhil, politikaları şekillendirme, uygulama, izleme ve değerlendirme kapasitesinin artırılması gerekmektedir.

Türkiye ile AB arasında sosyal içerme ve sosyal koruma politikaları hakkındaki politika tartışması devam etmiştir, ancak bu tartışmanın daha açık bir şekilde yapılandırılması ve geliştirilmesi bir zorunluluktur. 2013’te ise Avrupa Birliği 2013 Türkiye İlerleme raporunun bir önceki yıllara vurgu yaparcasına demokratikleşme ve göstergelerine büyük önem verdiği görülmektedir. Sosyal refah ve sosyal hizmetlerle ilgili kısım aslında 2012’nin bir devamı niteliğinde olup genel olarak şu değerlendirmeleri kapsamaktadır: Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yasa ve eylem planlarının uygulamaya konulması gerektiği, aile içi şiddetle mücadele konusunda ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının güçlü bir çizgi izlemesinin yanında bununla birlikte yasaların siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlara dönüştürülmesine dikkat çekilmektedir.

Zorla evlilikler, kadına karşı şiddet, kadınların siyaset ve istihdamdaki payı, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitime erişim gibi konuların Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer almaya devam ettiği belirtilmekte çocuk hakları alanında özellikle kızların okulluluk oranının artırılması, okula devamsızlığın ve erken terklerin önlenmesi gerektiğine dikkat çekilmektedir.

sosyalhizmetuzmani.org: Yurttaşlar için sosyal devlet açısından düşüncenize kitapta nasıl yer veriyorsunuz?

Aziz Şeker: Devlet, garanti edilmiş bir gelir hakkına ek olarak çeşitli sosyal risklerle baş etme noktasında asgari bir yaşam standardını öngörmelidir. Yaşam standardı kavramsallaştırmasından; barınma sorunu, işsizlik, yoksulluk, yaşlılık, engellilik, sağlık bakım ve eğitim sisteminden eşit olanaklardan yararlanamama, insan hakları ihlalleri, insan kaçakçılığı, kültürel ifade, göç vb. çok sayıda sosyal hizmet alanlarında gereksinim guruplarının insani beklentilerini karşılayacak ve asgari bir yaşam standardını “insan” oldukları için sağlayacak bir yelpazede yer alan sosyal olgular anlaşılmaktadır. Son tahlilde insan ve toplum odaklı sosyal politika araçları doğru işletilebilirse ancak toplumsal koşullardan kaynaklı eşitsizliklerin ve yoksulluğun elimine edilmesi için taşlar yerine oturmaya başlar, insanlar üretken ve aktif bireyler/sosyal yurttaşlar olarak toplumsal yaşama katılabilirler. Böylece birey olarak insan, toplum içinde nesnel yaşam koşulları açısından mutluluğa ve refaha erişmiş olur.
Sonuç olarak toplumsal barışın, insanlar arasında bozulmakta olan uyumu kurmanın yolu kuşkusuz sosyal adaleti kurumsallaştıran bir iktidardan geçer.

Kitap: Şeker Aziz: Toplumu Düşünmek. Sabev Yay. Ankara, 2013

İstek: Sabev, İmge, Dost, Seçkin, İnsancıl Sahaf vb. internet sitelerinden temin edilebilir. 
 




 




Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

 
 sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.