Sosyal Hizmet Mesleği

Sosyal Hizmet Alanları

Sosyal Kaynak
Bilgiler

     
   
   


Prof. Dr. İlhan TOMANBAY

İstinye Üniversitesi  Öğretim Üyesi

itomanbay@istinye.edu.tr
 


 

İNSAN İLİŞKİLERİNİN ÖNEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ
World Social Work Day 2020 = Dünya Sosyal Çalışma Günü 2020

 
 



Prof. Dr. İlhan Tomanbay
İstinye Üniversitesi SBF
Sosyal Hizmet Bölümü



17 Mart 2020 Dünya Sosyal Çalışma Günü (DSÇG), Aralık 2019 tarihinde Çin’de başlayan ve hızla tüm dünyaya yayılan COVID-19 (korona; corona) virüsünün doğurduğu salgın olayıyla tanıştı; toplantılar durduruldu, ertelendi. Bireysel ya da örgütsel kutlamalar sanal ortamlarla sınırlı kaldı. Sosyal çalışma koronadan etkilendi. İki kez. Bir, düzenlenen toplantılar yapılamadığı için etkilendi; iki, meslek olarak koronanın yarattığı ortamdan yeni anlayışlar geliştirme yönünde etkilendi. Etkilenmesi gerekti. Bu etkilenmeyi ele alan, sosyal çalışma ve korona ilişkisini anlatan bir yazı yazmanın tam zamanıydı. Koronaya karşı iki kent arasında gidip gelerek ve öğretimi de aksatmadan sürdürerek yoğun mücadele ederken korona bağlantılı yazıyı istediğim hızda yazıp bitiremedim, O gecikince bu yazı da tam 17 Mart günü yayına verilemedi. İki günlük gecikme için özür diliyorum. DSÇG’nin ilkelerine ve ruhuna uygun bir sosyal çalışmanın geliştirilmesi dileğimle...



(1)
Sosyal Çalışmacılar Uluslararası Federasyonu (SÇUF) (International Federation of Social Workers; IFSW) tarafından dünyanın her tarafında kutl anması ya da anılması için uluslararası düzenlenen Dünya Sosyal Çalışmacılar Gününün 2020 yılı için belirlenmiş tarihi 17 Mart’tır. WEB sayfasındaki kısa yazıda bu gün, “sosyal çalışmacıların ortak iletilerini küresel düzeyde duyurmak için yılın kilit günü” olarak betimlenmiş.

Demek sosyal çalışmacılar bu gün,
1. Evrensel genişliği olan iletiler üretip dünyaya seslenebilirler.
2. Ülkeleriyle ilgili ulusal hatta yerel iletilerini küresel düzeyde duyurabilirler.
3. Meslekî sorunlarını ulusal düzeyde dillendirebilirler,
4. İlle ki sorunlarını değil, ülkelerinde son yıllarda yerel ya da ulusal düzeyde sağladıkları meslekî ilerlemelerini, başarılarını, kazanımlarını, mesleki buluşlarını, gözalıcı uygulama örneklerini, mesleğe sağladıkları katkıları, akademik gelişmeleri… hem yazılı hem o gün düzenledikleri toplantılarla ulusal ve küresel düzeyde coşkuyla paylaşıp hakettikleri beğeniyi tüm dünyadan bekleyebilirler.


Bakalım bu yıl Türkiye’nin çeşitli sosyal hizmet bölümlerinde düzenlenen anma toplantılarında bu “kilit günde” yukarıdaki temel belgiye ve beklentiye uygun hangi konuları gündeme getirecekler? Merak ediyorum.

Bu çerçevede, SÇUF tarafından 2019 ve 2020 yıllarında tüm dünya için belirlenmiş belgisi (mottosu) 17 Mart’taki toplantılarda ciddiyetle ele alınıp tartışılmalıdır. Bu belgi şudur: “İnsan İlişkilerinin Öneminin Güçlendirilmesi” Özgün dilde, yani İngilizce yazanların kurdukları cümleyle ifadesi: “Promoting the Importance of Human Relationship”. Bu belgi üretildiğine ve uluslararası düzeyde öne sürüldüğüne göre, demek ki, bu satırların gerekli görülüp önesürüldüğüne göre özellikle ABD’de insan ilişkileri sosyal hizmetlerin gerçeek anlamda uygulanmasını olumsuz etkileyecek kadar zayıflamıştır. Öyle ya, yoksa bu belgiyi neden türetsinler? ( https://www.ifsw.org/social-work-action/world-social-work-day/world-social-work-day-2020  )

Toplumsal yapının gidiş yönüne göre değişmesi, sanayileşmeden ve sonrasındaki hızlı kentleşmedenberi, toplumbilimin tüm dünyada kabul ettiği, yabancılaşma ve bireyleşmeyi geliştiriyorsa ve bu artık günümüzde bu ikilinin eleleliği sonucu insan bırakın bireyleşmeyi artık giderek kişileşiyor, bu demektir ki, yapayalnızlaşıyorsa bu sorun sosyal çalışmacılar tarafından konuşulmalıdır. Zaten 2019 ve 2020 DSÇG belgisi de bunu anlatmaktadır.
Üstelik bu temel belginin ardından gelen iki büyük uyarı gerçekten sadece bu yıl değil, değişen toplumsal devinimin durmasızlığına bağlı olarak sürekli tartışma masasında durmalıdır. Ve bu aşağıda okuyacağınız iki dev uyarının bu yıl sosyal hizmet bölümlerince düzenlenen anma toplantılarında enine boyuna ele alınması gerekir. Bilimsel boyutta, gerçekçi ifadelerle!
Federasyon metninde bu şöyle belirtiliyor: “İnsan İlişkilerinin Öneminin Güçlendirilmesi” konusu şu iki noktaya “uluslararası boyutta odaklanılmasını inşa etmek” amacıyla oluşturulmuştur.

1. İnsanların birbiriyle karşılıklı bağlılığı ve dayanışması ve
2. politikalarda ve sosyal hizmet sunumunda değişiklik gereksinimi. (agy).
2019 ve 2020 yıllarında bu iki bağlaşık konuya uluslararası boyutta odaklanılması istenmekte ve beklenmektedir.

Uluslararası düzeyde bir çığlık olan bu iki temel öneri ne anlama geliyor, biliyor musunuz?

a) Kapitalist ve liberal ekonomik yapının tüm dünyada giderek keskinleştirdiği kişilerarası (isterseniz bireylerarası deyin, belki daha güzel olur) yabancılaşma ve bireyleşme sosyal hizmet alanlarında eski verimin alınmasını güçleştirdi; sosyal hizmeti (social service kastediliyor) tehdit ediyor; belki bozdu bile! (Hangi eski sorusunun yanıtı önemli ve ayrı bir açıklama gerektiriyor) İnsanlar arasında eskisi gibi birbirine bağlılık kalmadı. Buna bağlı olarak eski yardımlaşma, eski dayanışma kalmadı. Düşenin derdiyle ilgilenen kalmadı. Toplu taşım araçlarında dipdibe yolculuk yapan insanlar sanki çöl ıssızlığında yolculuk yapıyorlar. İnsanlar arasındaki “karşılıklı bağlılığı ve dayanışmayı gündeme almalı, vurgulamalı ve gelişmesi yönünde birşeyler yapmalıyız. Birinci çığlıksal uyarı bu anlama gelmektedir.

b) Dünya değişti, eski sosyal hizmet (İngilizcesinde social service kastediliyor, meslek gibi algılamayınız.) sunum modelleri de değişti. Sosyal hizmet (social service) sunumları aksıyor. Bu nedenle bu konuyla ilgili olarak politika değişikliğine gidilmelidir! Değiştirilmesi gereken politikanın yenisine uygun olarak da sosyal hizmet (social service) sunumlarında yeni modeller geliştirilmelidir. Hem de tüm Dünya’da, hem de uluslararası boyutta. Sosyal hizmet (meslek değil, social service) farklı modeller geliştirilmezse aksamaktadır. İkinci çığlık düzeyindeki uyarı da budur.

Dikkat ediniz, İngilizce metinde, disipliniyle (yani, bilim dalıyla) ve uygulama işleviyle bozulan “sosyal çalışma” değil, meslek değil, sosyal hizmet uygulaması, yani Social service. Bu yüzden Social work’u Türkçeye “sosyal hizmet” diye çeviremeyiz; öyle çevirirsek tüm anlam yiter gider; anlaşılmaz bir şey çıkar ortaya. Yineliyorum: Bozulan sosyal hizmettir, bunun için kendisine “insan ilişkilerinin öneminin güçlendirilmesi” görevi gibi büyük bir mesleki sorumluluk verilen sosyal çalışmadır.

(Yabancısı için açıklama: Türkiye’de merkezi rolde bulunan bir kısım sosyal çalışmacılar, ki kendilerine “sosyal hizmet/ler uzmanı” demekte ve İngilizce’de gördükleri social work (meslek adı) kavramını “sosyal hizmet” olarak çevirmektedirler. Bu cümledeki “social service” de isteristemez, tekil yazıldığı için, sosyal hizmet olarak çevrileceğine göre, bu metin Türkçeye çevrildiğinde buradaki “sosyal hizmet”i de hem kendileri, hem kendileri gibi düşünüp anlamasını sağladıkları çevre meslek, yani “social work” olarak anlamak isteyeceklerdir. Sosyal çalışmayı sosyal hizmet diye yazan, başta Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği yönetimi ve bu yanlış çeviriyi inatla savunanlar nasıl bir anlama sorunu yarattıklarını 2019 ve 2020 yıllarının kaynakta gösterilen ve SÇUF’un ana konusu olan bu ifadede göreceklerdir. Buradaki “social service”yi tekil yazsalar meslek anlaşılacak, çoğul yazsalar yanlış çeviri olacak. Yabancı dildeki bir yazıyı çevirirken kişisel isterlere göre yapısını değiştirme hakkını dünyanın hiçbir çeviri anlayışı vermez. Bu nedenle sık sık parantez içinde İngilizcelerini koymak zorunda kaldım.)
SÇUF, sosyal çalışmada (social work), yani meslekte değişiklik önermiyor ha, sakın yanlış çeviride okursanız öyle anlamayınız. Sosyal hizmette (social service) değişiklik öneriyor. Bu çok önemlidir.

Bu noktayı ve kavramı daha iyi anlamak için SÇUF Genel Sekreteri Rory Truell’ın şu sözlerine bakalım.

“Küresel gündemin bütünleşik konuları sürdürülebilir bir dünya için ses ve eylem sağlıyor. Herkesin gezegenin yararına çevrelerine katkıda bulunma becerisine sahiplikte eşit olduğu bir dünya.” Bu cümlede, çevrelerine katkı verme becerisine herkes sahiptir ya da olmalıdır derken kastedilen sosyal hizmet, social service’dir. (This theme was established to build international focus on the interdependence of people and the need for change in policies and social service delivery.) Yani Truell sosyal hizmete bireysel becerileriyle katılma konusunda herkesin belirli becerisi olması hedefini koyuyor öncelikle. Bu özlemdir ve hedeftir. Olması gerekendir. Bu hedefe varmak için de “insanlar, topluluklar, uluslar arasındaki ilişkilerin birlikte belirlenmesinin” öneminden, gereksinimleri karşılamak için “insanları bir araya getirmenin” gerektiğinden sözediyor ve bu kapsamlı ve önemli görevin yerine getirilmesi, bu becerilerin geliştirilmesi için bir mesleğin önemli katkısı olacağından sözediyor: Sosyal çalışma. Yazının biraz yukarısında “sosyal hizmet sunumlarında” (social service delivery) küresel düzeyde yaşanan sıkıntıların social worker’la, yani sosyal çalışmacıyla aşılacağı iletisini veriyor Truell. Bunun ikisine de sosyal hizmet derseniz Truel’in söylediğini anlayamaz, verilen iletiyi (mesajı) alamazsınız.

Ayrıca ne mükemmel ve dev bir sorumluluk yüklüyor genel sekreter Truell sosyal çalışmacılara. Sadece siz aranızda değil, birey, topluluk (community) ve ulus (national) düzeyinde ilişkilerin geliştirilmesi ve dayanışmanın arttırılması sorumluluğunu. Sosyal çalışmacılar bu üç düzeyde işlevlerini yerine getirebilmek ve başarabilmek için kuşkusuz önce kendi içlerinde biraraya gelmeli, kendi aralarındaki ilişkileri geliştirip dayanışmayı güçlendirmelidir.
Bu sayede, diyor Truell, sosyal hizmet (social service) güçlendirilebilir.

Sosyal hizmetin (social service) geliştirilmesi için “sosyal hizmet uzmanlarına” görev düşüyor diye yazar ve söylerseniz sosyal çalışmanın evrensel önemini sıfırlamış ve sosyal çalışmacıları sadece sosyal hizmet veren, yani yardım yapan kişiler durumuna düşürmüş olursunuz. Sosyal çalışma yardım mesleği değildir; onun çok üzerinde bir meslektir.

Bireysel, topluluksal (community) ve ulusal (national) düzeyde karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi sosyal hizmet yardımıyla olacak iş değil, sosyal çalışma mesleğinin bilimsel ve kapsamlı düşünmesi ve eylemiyle sağlanan bir başarıdır. Sosyal çalışmanın her toplumda önemli ve gerekli bir katkısı vardır; tekrarlıyorum, sosyal hizmetlerin gelişmesi için insan ilişkilerini güçlendirmede ve dayanışmayı sağlamada… (Drawing on the core skills of bringing people together to balance needs in celebrated diversity, social work has a significant and essential contribution to make in every society.) Topluma malolmuş farklılıkların [farklı insanların, grupların, toplulukların) gereksinimlerini dengelemek için [gene] insanları bir araya getirme temel becerisinde sosyal çalışma mesleği her toplumda önemli ve köklü bir paya sahiptir. (Pay yerine işlev de diyebilirsiniz.)

Anlaşılıyor mu? Bu, sosyal çalışmaya ne devasa önemde bir değer vermektir! Bunu anlamalı ve layık olunmaya çalışılmalıdır.

Ayrıca Rory Truel, bu iletileri kendi topluluklarımızda (toplumlarımızda demiyor), işyerlerimizde ve hükumetlerimiz düzeyinde yaymanın ve sürdürülebilirliğini sağlamanın konusunda da sorumluluğu sosyal çalışmacılara veriyor, Sosyal Çalışmacılar Uluslararası Federasyonu genel sekreteri olarak.

Kuşkusuz şu değerlendirmeyi yapmadan bu bölümü kapatırsak sosyal çalışmacılara büyük bir yük yüklemiş ve kenara çekilmiş oluruz. O kadar da değil.
17. Yüzyıl sanayi devriminden buyana ister mekanik ister dijital düzeyde, gelişen teknoloji insanlarda yabancılaşmayı doğurdu. Artık köysel ortamlardaki gibi insanlar içiçe ve omuzomuza değiller. Yandaki komşunun yardımına koşmalar kalktı artık. Kimse kimseye derdin nedir diye sormuyor. Büyük kentlerde insanlar kalabalıklar arasında yalnızdırlar.
Yabancılaşma olgusunu kapsamlı olarak ilk işleyen ve yabancılaşma kuramını (Entfremdungstheorie (Alm.)) geliştiren toplumbilimci Karl Marks’tır. Bu kurama göre gelişen sanayileşmeyle insanlar arasındaki uzaklıklar artmaktadır, insanlar arasındaki uçurumlar artmaktadır. Bu teknolojik gelişmenin bir sonucudur. O zaman hele bugün sayısal (dijital) boyutta teknolojik gelişme insanları bir cep telefonuna kilitlediyse ve teknolojik bağımlılık gibi bir sosyal hastalığı yarattıysa artık herhalde feodal dönem, Ortaçağ, ağalık düzeninde olduğu gibi insanların birbirine yardım ve dayanışmanın aynısını bugün yaratabilmek olanaksızdır. O dönemler tarihe karışmıştır. Bunu bırakın sosyal çalışmacılar kimse yapacak durumda değildir, çünkü sosyal çalışmacılar dahil herkes aynı yalnızlaşmanın, yalıtılmışlığın, kişileşmenin kurbanlarıdır. Bu temel saptamayı yapıp hepimiz bu gerçeğin çevresinde çaresizlik içinde birleştikten sonra SÇUF tarafından yapılan bu hareketin sorumluluğu üzerlenilmelidir. Yani, toplumlarda artık geri dönülmeyecek bir “insan ilişkilerisizliğin” (ilişkisizliğin demek yeterli olmuyor; geneli anlatamıyor!) altını çizdikten sonra eski sosyal hizmet düzlemine dönme hayali değil, dijital toplumda o toplum yapısında olabilecek en etkili insan ilişkilerini ve dayanışmayı yaratmaya çalışmak hedef olmalıdır. Hatta sosyal çalışmacılar bunun, yani, dijital toplumda insan ilişkilerinin nasıl güçlendirilebileceğinin çare, çözüm ve modellerini de tartışmalıdır. Eski sosyal hizmetler artık bardak olmuştur! Sosyal çalışmacı elele vererek yeniyi aramalıdır.

Yeni sosyal hizmetler için de dayanışsal insan ilişkileri özlenebilir ve önerilebilir tabii; neden olmasın ve bunun için çaba sarfedilmelidir; ancak, buradan artık farklı bir fotoğraf çıkacaktır; Dijital sosyal hizmet ve dijital sosyal çalışma fotoğrafları!
Kaldı ki, şu gerçek de dile getirilmelidir ki, sistem tüm dünyadaki sosyal çalışmacılara – tabii ki olabildiğince - eski sosyal hizmet/leri geri getirmenin güdülemesini, pompalamasını yaparken kamusal ve vergiye dayalı kamusal sosyal hizmetlerin yükünü hafifletmeyi, bu yükü sosyal hizmet vicdanının, gönüllülerin ve insanseverlerin sırtlarına yüklemeyi istemektedir; bu açık seçik görünüyor. Ekonomik bunalıma her girdiği ya da yakınlaştığı zaman kapitalist sistem bunu yapmaktadır. (Anımsayınız, 1980’ler ve monetarist politika.)
(2)


Kuzey Londra Sosyal Çalışma Öğretim Birliği (Nord London Social Work Teaching Partnership) sayfasında da “Dünya Sosyal Çalışma Günü Senin İçin Ne Anlam Taşıyor?” başlığıyla sosyal çalışmacıları düşünmeye yönlendiren öğretim görevlisi ve uygulama sorumlusu Jessica Castillo’nun makalesinde şu ifadelere yer veriliyor (2020 yılını da içeren 2019 yazısı):
Sosyal çalışmacılar, sosyal çalışmanın sağlık ve sosyal bakım elemanları gibi tamamlayıcı meslekleri (ara meslekler) sosyal hizmet alanında gönüllü katkılar veren her türlü destekçiler [burada kastedilen para ya da ürün olarak yardım verenlerle maddi manevi emek gücü olarak destek verenlerdir] sosyal çalışma mesleğinin bireylere, ailelere, topluluklara ve tüm topluma karşı verdikleri olumlu katkıları kutlamakta ve desteklemektedir.
Buradan anlaşılıyor ki; Dünya Sosyal Çalışma Gününün coşkusuna sosyal çalışma temelinde aşağıdaki diğer çalışan grupları da katılmaktadır ve anılmaktadır.

1. Sosyal çalışmacılara,
2. sosyal çalışmanın sağlık ve sosyal bakım elemanları gibi tamamlayıcı mesleklere,
3. sosyal hizmet alanında gönüllü katkılar veren her türlü destekçilere
Dünya Sosyal Çalışma Gününde ayrım yapılmadan sosyal hizmet alanında çalışan (ve ancak sosyal çalışmacıyla birlikte, onun plan ve programı içinde ve dışında çalışan), herkese teşekkür edilmektedir. Gönüllü ya da ücretli ya da mesleki katkı verenlerin, tümünün, “sosyal çalışma mesleği kapsamında” bireylere, ailelere, topluluklara ve giderek tüm topluma karşı verdikleri olumlu katkılar kutlamakta ve desteklemektedir.

Bu anlamlı teşekkür ifadesinde de, herşeyi tek sosyal hizmet kavramıyla anlatma çabasıyla anlamayı güçleştirmeyip İngilizce kökeninden hareketle kavramları doğru kullandığımızda net olarak anlıyoruz ki, sosyal çalışmacılarla birlikte, sosyal hizmet alanlarında çalışmalar yapan , gönüllü sosyal hizmetlerle mesleki (profesyonel) sosyal hizmet çalışanları sosyal çalışma gününün teşekküre değer emekçileridir ve sosyal çalışmacılar bu yapının içinde ve başında yeralmaktadır ( https://www.northlondonsocialwork.co.uk/news/world-social-work-day-what-does-it-mean-to-you  ).

Bu demektir ki gün dünya sosyal çalışma günüdür, temel meslek sosyal çalışmadır; bütün tamamlayıcı emek verenleriyle birlikte. Sadece sosyal hizmet uzmanları günü değildir. Ya da sosyal hizmet uzmanı kavramı yasal bir kavram olmadığına, yasal temeli olmadığına ve sosyal hizmet alanında çalışıp bir süre sonra alanında uzmanlaşan herkes sosyal hizmet alanında uzman olarak anılabileceğine göre bugün hepsinin günüdür, sadece sosyal hizmet uzmanları günü değil!

Sonuç olarak, Dünya Sosyal Çalışma Günü, “sosyal hizmet sunumunda”, (yanlış anlaşılmasın, sosyal çalışma, social work sunumunda değil), yani social service sunumunda, değişen toplum koşullarına uygun olarak değişiklik ve gelişme istiyor ve bu konuda kilit görevi de sosyal çalışmacılara veriyor. Karşılıklı bağlılık ve dayanışmanın geliştirilmesi görevini…
2020 yılının evrensel/küresel düzeyde önerisi ve beklentisi budur.

İkisine de sosyal hizmet diyerek bu küresel ve çok önemli iletiyi nasıl anlayacaksınız ve tüm sosyal hizmet alanının gönüllülerine, eylemcilerine, çalışanlarına nasıl anlatacaksınız?
Tüm dünyada sosyal hizmet alanıyla ilgili politikalarda değişiklik şarttır. Bu da sosyal çalışmacıların görevidir. Önce durumu kavramak gerek.
Jessica Castillo yazısına bir soruyla başlamış? “Dünya Sosyal Çalışma Günü Senin İçin Ne Anlam Taşıyor?” Ben de bir soruyla bitireyim. Bu küresel bakış ve çabaların, Türkiye olarak, neresindeyiz?

Kaynakça

https://www.ifsw.org/social-work-action/world-social-work-day/world-social-work-day-2020  (Erişim. 01 03 2020)
https://www.northlondonsocialwork.co.uk/news/world-social-work-day-what-does-it-mean-to-you  (Erişim. 01 03 2020)
 

 
 
 

 




Yasal Uyarı , Gizlilik Beyanı ve Künye  

sosyalhizmetuzmani.org © Bütün hakları saklıdır.